Maya takvimine göre dünyanın sonu olan 21 aralık 2012'ye sayılı günlere kala, kıyamet sonrası ayakta kalacağına inanılan 2 yerleşim biriminden biri olan İzmir, Efes'e bağlı Şirince Köyü, Türkiye ve dünyanın dört bir yanından binlerce gerizekalının akınına uğruyor. Muhtar Niyazi Alsel, yöre halkı olarak bu kadar salağı bir arada görmekten duydukları memnuniyeti dile getirirken, "Gelen konuklarımızı ceplerindeki son kuruşa kadar silkelemek bizim için daha da büyük bir mutluluk kaynağı olacak" sözleriyle Şirince'nin 21 Aralık hazırlıklarından bahsetti.
21 Aralık'ın yaklaşmasıyla birlikte hissedilir biçimde hareketlenmeye başlayan Şirince'de, Muhtar Niyazi Alsel, bu sabah düzenlediği basın toplantısıyla köydeki genel atmosfer hakkında bilgiler verdi. Kaba bir hesapla 20 bin kişinin kalkıp köylerine gelmesine inanmakta halen güçlük çektiklerini kaydeden Alsel, "21 Aralık'ta gerçekten kıyametin kopacağına inandığı yetmiyormuş gibi bir de o kıyametten sadece bizim, bir de Fransa'da bizden hallice başka bir yerin kurtulacağına inanan bir kitleden bahsediyorum size. Şu an bir gece konaklamaya 10 bin dolar vermeyi gözden çıkaran misafirlerimiz bile var. Konaklama dediğim de ahırdan hallice bi yerde yatmak yani, yanlış anlaşılmasın. Mevcut tabloda, bu arkadaşların ceplerindeki parayı son kuruşa kadar almazsak adam değiliz" dedi ve ekledi:
"Gün bizim günümüz..."
"Şimdi böyle diyince yanlış anlaşılabilirim ancak buraya gelen insanların suratındaki o alıklığı görseniz, siz de aynısını yapardınız inanın. Mesih olmak isteyen varsa buyursun gelsin, buradan bin tane müritle çıkmazlarsa namerdim. Biraz ağzı laf yapan herkes bu dangozların malını mülkünü üstüne yapar gider, ben size o kadarını söyliyim... Hâl böyleyken, kimse kusura bakmasıni, biz de halkımızla, esnafımızla elimizden geleni ardımıza koymıycaz artık. Yıllardır yok şarap sat, yok balonla adam gezdir, yok eşşeğe bindir derken elimize 3 kuruş para ya geçti ya geçmedi. Gün bizim günümüz artık..."
Esnaf hazır
Muhtar Niyazi Alsel'in ardından mikrofonlara konuşan Şirince Köyü esnaflarından Samet Kalaylı ise "Allah'ın izniyle ayaklarındaki dona kadar alıp yolliycaz buradan" sözleriyle voliyi vurma konusundaki heyecanını dile getirdi. "Bizim yeğen 'Dayı bence şu hayvanların su içtiği yalaklara da birer yatak atıp, açık hava oteli diye kaktıralım' deyince o kadarı da olmaz artık dedim. İnanır mısınız, peynir ekmek gibi gitti mübarek" diyen Kalaylı, 21 Aralık gününe özel olarak yaptıkları hazırlıkları ise şöyle özetledi:
Özel sürprizler
"Kıyamet menülerinden tutun da, sokaklardan geçişlerin paralı olmasına kadar her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş durumda. Bunların dışında, köy meydanında bir son yemek tablosu hazırlattık. Dileyen turistlerimiz, İsa'nın yerine kendi kafalarını sokarak bu anı 4000 dolar gibi cüzi bir ücret karşılığı ölümsüzleştirebilecekler. Ancak esas sürprizi sona saklıyoruz. 21 aralık gecesi bunları bi araya toplayıp 'Şimdi haber geldi, kıyametten sadece muhtarlık binası kurtuluyormuş. 100 bin lira veren varsa buyursun girsin, yalnız kontenjan sınırlı biraz acele edelim' diye gaza getiricez. O bina, ayakta rahat 20 kişi alır... 2 milyon lira, nereden baksan çok temiz para..."
Bu sürprizlerin dışında Şirince'de konaklayacak turistler için çeşitli etkinlikler hazırladıklarını da belirten Kalaylı, "Özel Kıyamet Turu" adını verdikleri programı da basın mensuplarıyla paylaştı:
İşte "Kıyamet Turu"
9.00: Sabah 9’da kalkarak Şirince’nin meşhur Kıyamet Horozu’nu dinlemeye gidiyoruz. Asırlardır kıyamete karşı birebir geldiği bilinen horoz sesini duyduktan sonra, arzu eden konuklarımızla beraber 7000 USD karşılığında horoza dokunuyoruz. (Sadece horoz dinleme 2500 USD)
10:00: Köy içi “doomsday” turumuzda, muhtarlık binamızı, köy çeşmemizi ve şu an otel olarak kullanılmakta olan eski köy kahvemizi panoramik olarak görüyoruz. Köy çeşmesinden içilecek su ve kahve binasına giriş ücretlidir. (Kişi başı 3000 USD)
10:30 Kıyamet Kahvaltısı: Bir bardak çay, bir dilim beyaz peynir ve 3 adet zeytin'le yapılacak hafif bir kahvaltı. Kıyamet sonrasındaki kıt kaynaklar için hazırlık niteliğinde. Kişi başı fiks menü 800 USD...
12.00: Kıyamet tavlası. Köy meydanında bildiğin tavla oynuyoruz. Oyun başı 600 USD. 5 elin 3'ünü alan kazanır. Parayı kaybeden öder.
13.00: Köyümüzde ilk evi yaparak buraya yerleşimi başlatan Hamdi Şirinoğlu'nun evini ziyaret ederek, adeta kıyameti önceden sezmiş bu ermiş kişiye mumla adaklarımızı yapıyoruz. Kıyametin uğurlu rakamı olan 666 mumun hepsinin birden yakılması, yine bugüne özel olarak 666 USD...
14.00: Köyün çevresinde keyifli bir doğa yürüyüşü.(Yaklaşık 12 dakika, 1200 USD). Ardından köyün el yapımı ürünlerin satıldığı sosyete pazarında geçirilecek serbest zaman.
15.00: Tarla workshop'u. Bir elden girişerek öğlene dek mevcut mahsülü alıyor, ayıklıyor, paketleyerek akşam üstü gelecek toprak mahsülleri ofisi arabasına hazır ediyoruz. Toprakla yakınlaşarak üzerimizdeki negatif elektrikten arınacağımız bu tarla turu mecburi ve 5000 USD tutarında...
17.00: Kıyamet yürüyüşü. Tarladan köy merkezine kadar yarım saat geri yürüyerek günün yorgunluğunu ve stresini atıyoruz. Tracking programı olarak düşündüğümüz bu yürüyüşün sonunda köy çeşmesinden enfes gazap suyu içmeye hak kazanıyoruz. Bardağı 300 USD.
18.00: Kıyamet namazı. Cami tarifesi: Sahne önü 7000 USD, arka açık alan (ayakta) 5000 USD, hanımlar tribünü 4000 USD. Namaz sonrası imamla hatıra fotoğrafı 350 USD. Tüm katılımcılara bir adet tesbih hediye...
19.00-24.00: Serbest zaman. (Saat başı 100 USD)
"Seneye de bekleriz..."
Kalaylı'nın ardından tekrar söz alan Muhtar Niyazi Alsel, bu olayı geleneksel hale getirerek her sene 14-21 Aralık tarihleri arasını "Şirince Şarap, Kıyamet ve Shopping Festivali" adıyla kutlamak istediklerini ifade etti. "Peki kıyamet bu sene kopmazsa bu insanlar kendilerini kazıklanmış hissetmeyecekler mi? Seneye tekrar gelmeleri konusunda onları nasıl ikna edeceksiniz?" şeklindeki bir soruya karşılık içlerinin rahat olduğunu ifade eden Alsel, son olarak şunları kaydetti: "Nolacak ya... 'Mayalar şaşırmış, 2013'teymiş kıyamet, seneye de bekleriz' deriz... Bunu yiyen, onu da yer. Bunları böyle böyle 10 sene getirsek köye, zaten ihya oluruz. Ondan gelelim deseler bile, biz almayız. Ne uğraşıcaz elin salağıyla..."
kaynak:http://www.zaytung.com/haberdetay.asp?newsid=198720