24 Aralık 2012 Pazartesi

Haberturizm`den Büyük İşbirliği...




Haber Turizm Gazetesi Yunanistan`ın Başkenti Atina`da düzenlenecek olan ve Dünya`nın en büyük Deniz turizm fuarı olarak nitelendirilen 2.Posidonia Deniz Turizm Forumu`na medya sponsoru oldu.
Yapılan anlaşma kapsamında Haber Turizm Gazetesi Fuarın ve fuara katılacak olan turizm şirketlerinin tanıtım ve pazarlamasını üstlenecek.Haber turizm bu anlaşma ile Uluslar arası bir marka oladuğunu kanıtlamış oldu.

2. Posidonia Deniz Turizm Forumu Megaron Atina Uluslararası Konferans Merkezi`nde 28-29 Mayıs tarihlerinde Atina`da yapılacak.

Foruma liman ve şehirler, oteller ve tatil köyleri, havaalanı, turizm hizmet sağlayıcıları, teknik destek şirketleri,sektör yayıncıları, yeni teknolojiler, yat yöneticileri ve acenteleri, yat iç uzmanları ve marinalar katılacak.Dünya`nın en büyük forumlarından biri olarak adlandırılan forum Doğu Akdeniz ve Karadeniz Deniz Turizminin gelecekteki gelişimi için yeni yatırım fırsatlarını değerlendirileceği ve bu endüstrinin lihtiyaçlarını karşılayacak sektör dinamiklerinin buluşacağı eşsiz bir platform olacak.
Foruma Türkiye`den medya sponsoru olan haberturizm gazetesi ise Türkiye`yi forumda temsil edecek ve tanıtım faaliyetlerini sağlayacak.
Tüm okurlarımıza saygı ile duyuyuruz.

kaynak:http://www.haberturizm.com/News/Firmalar/03122012/Haberturizmden-Buyuk-Isbirligi.php

Adam Eve’i alan Ramazan Taş, ilk kez konuştu: Seksi otel konseptine devam




Kayı Group’a bağlı Adam Eve otelini satın alan Stone Group’un Başkanı Ramazan Taş, ilk kez TurizmGüncel’e konuştu. 



Eda Özsoy - TurizmGüncel


Satışla ilgili prensip olarak anlaşmaya vardıklarını belirten Taş, önümüzdeki hafta içinde işlemlerin tamamlanacağını anlattı. Daha sonra geniş bir açıklama yapacaklarını belirten Taş, böylesine medyatik bir oteli satın almaktan dolayı mutlu olduklarını söyledi.

ROYAL KONSEPTİYLE HARMANLAYACAĞIZ

Stone Group’un reklam çalışmalarından uzak durmayı tercih eden bir yapısı olduğunu kaydeden Taş, “Bizim otellerimiz de Adam Eve kadar iyi, ancak Adam Eve medyatik olduğu için kamuoyunda bomba etkisi yarattı” dedi.

Gruba bağlı ortalama 8 bin yatağı olduğunu ifade eden Taş, yeni otelde uygulayacakları konsepti şöyle anlattı:

“Grubumuza bağlı Royal Wings, Royal Dragon, Royal Alhambra Palace ve Royal Holiday Palace otelleri var. Yeni otelimizle birlikte yatak kapasitemizi ortalama 9 bine yükseltmiş olacağız. Şu anda devir teslim işlemlerini yapmadık. Ancak şunu söyleyebilirim. Aynı konseptte devam edeceğiz. Royal grubunun bir markası var. Bu markanın ciddi oranda bir müşteri memnuniyeti var. Bu sistemi Adam Eve’e de entegre edeceğiz. Yani Adam Eve’i Royal grubunun markasıyla bir üst basamağa taşıyacağız. Ancak herkesce bilinen ‘seksi otel’ imajını da bozmayacağız.”

kaynak:http://www.turizmguncel.com/

BÜYÜK SHOW:ODA IŞIKLARIYLA 110 METREDEN GERİ SAYIM





DoubleTree by Hilton İstanbul-Avcılar; açılışına 9 gün kala oda ışıklarıyla gerçekleştirdiği “geri sayım” performası ile tüm dikkatleri üzerine çekti..24 Aralık 2012 Pazartesi - Türkiye'nin ilk, Avrupa'nın da en yüksek tam çelik binası olarak yapı ve turizm sektöründe ilgi uyandıran DoubleTree by Hilton İstanbul-Avcılar hizmete açıldı. Açılışına 9 gün kala oda ışıklarıyla “geri sayım '' gerçekleştirmeye başlayan ve görsel bir performans sergileyen otel, bu çalışmasıyla da ilgi topladı.

SONKAR Otomotiv'in turizm alanındaki ilk yatırımı olan DoubleTree by Hilton İstanbul-Avcılar;14 Aralık Cuma günü açılışını yaptı. Otelin dış cephesinde dikkat çekici görsel bir çalışmaya imza atıldı. Avrupa'nın en yüksek tam çelik binası olan DoubleTree by Hilton İstanbul-Avcılar, merak ve heyecanla beklenen açılışına kaç gün kaldığını otel odalarının ışıklarıyla duyurdu.

Açılışına 9 gün kala geri sayım düğmesine basan 110 metre yüksekliğindeki otelin ön cephesinde yer alan odaların ışıkları, açılışa kalan gün sayısını gösterecek şekilde düzenlendi. Bu görsel şölen Avcılar-Beylikdüzü E-5 güzergahından net olarak izlenebildi.



Kaynak: turizmhaberleri.com

"MARMARİS'TEKİ YANARDAĞI TURİZME KAZANDIRALIM"


İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Marmaris'te bulunan 'dünyanın en genç yanardağı'nın turizme kazandırılması önerisinde bulundu.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Jeofizik Mühendisliği Bölümü ve Maltepe Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yüksek Mühendis Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Marmaris'te denizin 200 metre derinliğinde bulunan yanardağın Türkiye'ye getireceği yararlar olduğunu belirterek, "Buralarda kaplıca turizmi ve yanardağ turizmi başlayabilir. Yanardağ patlayacak diye korkmak yerine o bölgeden arazi almak daha mantıklı olacaktır. Dünyanın en genç yanardağına sahip olacağız ve turizme kazandırmalıyız" dedi.
Bilim insanlarının Marmaris'in Bozburun beldesi ile Yunanistan'ın Sömbeki (Simi) Adası arasındaki bölgede yaptığı araştırmada bulunan yanardağ ile ilgili çalışmalarda sona gelindi.
İTÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü ve Maltepe Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yüksek Mühendis Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, yapılan araştırmalar sonucunda denizin 200 metre derinliğinde bulunan yanardağın Türkiye'ye getireceği yararlar olacağına değinerek, dünyada yanardağ turizmi yapan birçok ülke olduğunu belirtti.
Ercan, özellikle sıcak su çıkacak olması nedeniyle kış turizmine de büyük katla sağlayacağını ifade ederek, "Buralarda yanardağ patlayacak diye korkmak yerine o bölgeden arazi almak daha mantıklı olacaktır. Gelecekte yanardağın olduğu bölge büyük bir değer kazanacaktır. Sıcak su ve kış turizminin başlaması gerekir. Altın ve gümüş yatakları gelir o bölgeye. Yanardağla birlikte turizm başlar. Türkiye'de deniz içerisinde hiçbir yanardağ yoktur. Yunanistan'ın Santorini bölgesinde aynı şekilde bu tür turizm yapılmaktadır. Hatta yanardağ bacasının etrafına şehir kurulmuştur. Türkiye'de bir Küdür Yanardağı olacak olursa, dünyanın her yerinden insanlar dünyanın en genç yanardağı diye görmeye gelecektir. Yanardağ turizm açısından da altın yumurtlayan tavuk olacaktır" dedi.
Prof. Dr. Ercan, "Dünyada 500'e yakın diri yanardağ vardır, bunların en genci de Marmaris'te bulunan Küdür Yanardağı'dır. Marmaris'e yaklaşık 100 km uzaklıkta bulunmaktadır. Yanardağda yüzey patlaması olsa dahi Marmaris'i etkisi altına alması zordur. Yaklaşık 10 km'lik bir alanda etkili olur. Yerleşim yerlerine herhangi bir zarar gelmesi zor bir ihtimaldir. Yanardağın patlaması durumunda en çok etkilenebilecek yer Yunanistan'ın Simi Adası'dır. Rüzgarın yönüne göre Rodos Adası'nı da etkisi altına alabilir. Datça tehlike altında denilemez" diye konuştu.
Bölgede şiddetli bir deprem beklemediklerini belirten Ercan, "Kuşkularımızı yendik. Marmaris ve Bodrum'daki halkın en büyük kaygısı şuydu; deprem oğullaşmasının ve bitmeyen depremlerin arkasından büyük deprem gelecek kaygısı yenildi. Artık büyük bir deprem beklentimiz yoktur. Kucağımızda bir Küdür kırığı ve yanardağı var" dedi.
Ercan, yanardağın ne zaman püsküreceğini ve ne kadarlık bir bölgeyi etkisi altına alacağını önceden söyleyebilmenin zor olduğunun altını çizdi. Ercan, "Olası bir yanardağın magma kendi içinde gazlan bıraktığı zaman bunlar kendi içerisinde çok yüksek basınç oluştururlar. Yüksek basınç sürekli olarak magmayı yukarıya doğru sürüklemek ister. Yerkabuğunun zayıf olan yerlerinden de yukarıya doğru fırlar. Ege'de kabuk kalınlığını 30 km olarak bulduk. Yanardağ etkinlikleri genellikle ille 10 km'de olur. Burada sadece bir yanardağ olayı yoktur, bir kırık da söz konusudur. Hiçbir bilimci bu yanardağ püskürecek ve bazı kesimleri etkisi altına alacak diyemez. Bu yanardağ şu zamanda püskürür diyemez. Yanardağ diri oldukça her zaman o işleri yapabilir" diye konuştu.


kaynak:
http://turizmgazetesi.com

RİXOS'UN YİYECEK-İÇECEK MÜDÜRÜ AKP'YE 3 AY DAYANABİLDİ



AKP'ye yeni transfer olan Yiyecek-İçecek Müdürü Adem Karaca, genel başkan yardımcılarının ayağına yemek götürmeyince istifa ettirildi.
Üç ay önce Rixos Oteli'nden AKP Genel Merkezi'ne geçen Yiyecek-İçecek Müdürü'nün ömrü kısa oldu. Mali ve İdari İşler Başkanlığı'nın talimatı doğrultusunda genel merkez katlarına yemek göndermeyen Adem Karaca, geçen hafta istifa etmek zorunda kaldı.
Sözcü Gazetesi’nden Veli Toprak’ın haberine göre, genel başkan yardımcılarının 'odaya yemek gelsin' talimatına uymayan Karaca, "Yemekhane dışına servis yapılmayacak" cevabı verdi.
Önceki hafta yapılan AKP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında bazı genel başkan yardımcıları, yemek krizini gündeme getirdi.

Makamlara yemek servisi yapılmamasını eleştiren genel başkan yardımcıları, çözüm bulunmasını istediler. İdari İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Edip Uğur ise uygulamanın doğru olduğunu ve devam edeceğini söyledi.

“Az daha kafayı yiyecektim”

MYK toplantısından sonra da genel başkan yardımcılarından 'yemek servisi yapılsın' istekleri gelmesi üzerine Yiyecek-İçecek Müdürü Adem Karaca görevinden istifa etti. Karaca'nın tekrar Rixos Oteli'e geçtiği öğrenildi. AKP Genel Merkezi'nde üç ay müdürlük yapan Adem Karaca, yaşadıkları için "Biraz daha kalsam kafayı yiyecektim" değerlendirmesini yaptı. Adem Karaca, ünlü otellerin yeme-içme sorumluluğunu yürütüyor.


kaynak:http://turizmgazetesi.com

AB'DEN HİZMET SUNAN TÜRKLERE VİZE MUAFİYETİ





Avrupa Birliği Komisyonu, hizmet sunan Türk vatandaşlarının Almanya, Hollanda ve Danimarka'ya vizesiz girebileceğini bildirdi.
Avrupa Birliği Komisyonu, Schengen sınır kapılarını uyararak, hizmet sunan Türk vatandaşlarının Almanya, Hollanda ve Danimarka'ya vizesiz girebileceğini bildirdi.
Türk vatandaşları hizmet sunmak için vizesiz girecekleri Almanya'da 2 ay, Hollanda ve Danimarka'da 3 ay kalabilecekler.

İstisnai şartlarda sınır kapılarında vize verilecek

Avrupa Birliği Komisyonu, hizmet sunan Türk vatandaşlarının Almanya, Hollanda ve Danimarka'ya vizesiz girebileceklerini belirterek Schengen sınır kapılarındaki görevlilere dağıtılan el kitapçıklarının bu yönde değiştirilmesini istedi.
AB Komisyonu'nun Schengen el kitabçığının yenilenmesiyle ilgili üye ülkelere gönderdiği yazıda, Avrupa Adalet Divanı'nın 19 Şubat 2009 tarihli Soysal kararıyla, hizmet sağlayan Türk vatandaşlarından vize istenmeyeceğine hükmettiği ve Hollanda Danıştayı'nın 14 Mart 2012'de verdiği kararla bu durumu teyit ettiği hatırlatıldı.
AB Komisyonu'nun hazırladığı belgede Türk vatandaşlarının hangi şartlar altında vizesiz seyahat edebilecekleri detaylı izah edildi. Buna göre hizmet sunan Türk vatandaşlarına vize muafiyeti, 26 Schengen ülkesinden sadece Almanya, Hollanda ve Danimarka'yı kapsıyor. AB Komisyonu buna gerekçe olarak, Soysal kararına dayanak oluşturan 1970 tarihli Katma Protokol yürürlüğe girdiğinde sadece bu 3 ülkenin Türk vatandaşlarına vize uygulamamasını gösterdi.
Belgede, söz konusu 3 ülkeye hizmet sunmak için karayoluyla giden Türk vatandaşlarının transit geçecekleri ülkelerden vize almaları gerektiği ve istisnai şartlarda sınır kapılarında vize verilebileceği belirtildi.

Sınır güvenliği karar verecek

Türk vatandaşlarının hizmet sunmak için vizesiz girecekleri Almanya'da 2 ay, Hollanda ve Danimarka'da 3 ay kalabileceklerini belirten AB Komisyonu, bu amaçla, söz konusu 3 ülkeye seyahat edenlerin vize muafiyeti şartlarını taşıyıp taşımadıklarına sınır güvenliğinin karar vermesi gerektiğini bildirdi.

AB belgesine göre Almanya, Hollanda ve Danimarka'da Türk vatandaşlarına vize muafiyeti, ticari taşıtların sürücülerini, satılan bir mal ya da imzalanan bir sözleşme nedeniyle kurulum, bakım ya da onarım yapacak şirket çalışanlarını, ücret karşılığında sanatsal, bilimsel ve sportif faaliyetlerde bulunanları kapsıyor. Hizmet sunan Türk vatandaşlarının bu durumu sınır kapılarında ispatlamaları isteniyor. Bu kapsamda Türkiye'deki ticaret odalarından ve verilecek hizmetin Avrupa'daki muhataplarından alınacak belgelerin faydalı olacağı belirtiliyor.



Vize yerine bilgi verin
Schengen el kitapçığı için bazı "pratik bilgilere" de yer veren AB Komisyonu, Almanya, Hollanda ve Danimarka'nın Türkiye'deki konsolosluklarına vize başvurusu için gelenlerden hizmet sunumunda bulunanlara vize vermek yerine vizesiz seyahat hakları konusunda bilgi verilmesini istedi.

kaynak:http://turizmgazetesi.com

Antalya'da uçak düştü







Antalya'da düşen 2 kişilik microlight tipi uçakta bulunan 2 kişi hayatını kaybetti.
İl Sağlık Müdürü Adem Bilgin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Lara-Kundu bölgesindeki ormanlık alana düşen 2 kişilik microlight tipinde uçağın düşmesinin ardından ekiplerin bölgeye ulaştığını söyledi.

İlk belirlemelere göre uçağın düştüğünde yandığını bildiren Bilgin, ''çarpmanın etkisiyle yanmaya başladı. Uçakta bulunan 2 kişi hayatını kaybetti'' dedi.

KİMLİKLERİ BELİRLENDİ

Antalya'da düşen 2 kişilik microlight tipi uçakta hayatını kaybedenlerin kimlikleri belirlendi. Antalya Vali Yardımcısı Mehmet Kurdoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Lara-Kundu bölgesindeki ormanlık alana düşen 2 kişilik microlight tipi uçağın bir otelin gezi planörü olduğunu söyledi.

Kazada ilk belirlemelere göre pilot olan soyadı henüz öğrenilemeyen 50 yaşlarında Mustafa isimli kişi ile yolcu olarak bulunan yine 50 yaşlarındaki Alman uyruklu Nark Parris'in hayatını kaybettiğini ifade eden Kurdoğlu, uçakta bulunan bu kişilerin yanarak öldüklerini bildirdi.
Kurdoğlu, bölgede itfaiye, jandarma ve sağlık ekiplerinin çalışma yürüttüğünü kaydetti.

GEÇEN YIL DA PLANÖRLE DÜŞMÜŞ

Antalya'da düşen 2 kişilik microlight (planör) tipi uçakta hayatını kaybeden Yusuf Karaoğlu'nun geçen yıl da planörle düştüğü ve yaralandığı bildirildi.

Vali Yardımcısı Mehmet Kurdoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, düşen uçakta hayatını kaybeden kişilerin isimlerinin netleştiğini bildirerek, ''Daha önce Mustafa diye belirttiğimiz pilotun adının Yusuf Karaoğlu olduğunu tespit ettik. Kazada yanındaki yabancı turist Mark Parris de hayatını kaybetmişti'' dedi.

Planörün Güzeloba Mahallesi'ndeki Tez Tour Tesisleri'nin arka tarafındaki Aydın Sokak'tan havalandığını anlatan Kurdoğlu, ''Yaklaşık 200 metre uçtuktan sonra ormanlık alana düştü. Ancak düşüş nedeni ile ilgili henüz net bir bilgimiz yok. Olayla ilgili araştırmalarımız devam ediyor'' diye konuştu.

''Adrenali yüksek sporlarla uğraşmayı seviyordu''Düşen uçakta hayatını kaybeden 57 yaşındaki Yusuf Karaoğlu'nun arkadaşı Turgay Sulu ise Karaoğlu'nun Almanya'dan emekli olduktan sonra Antalya'ya yerleştiğini, adrenali yüksek sporlarla uğraşmaya başladığını söyledi.

Karaoğlu'nun spor dünyasında tanınan bir insan olduğunu anlatan Sulu, ''Heyecanlı, adrenali yüksek sporlarla uğraşmayı çok seviyordu. Spor dünyasında tanınan ve sevilen bir insandı'' dedi.

Bu arada Karaoğlu'nun geçen yıl da Serik ilçesinde bir alışveriş merkezinin tanıtımını yaparken ormanlık alana düştüğü ve yaralandığı öğrenildi.


kaynak:http://www.sabah.com.tr/Gundem/2012/12/24/antalyada-ucak-dustu

Eğlencenin yeni durağı: Caffè il gusto ristorante






Akaretler'de eğlencenin yeni durağı Caffè il gusto ristorante, DJFunshine'lı "Funshiny Saturdays" partileri düzenliyor.
Akaretler'de eğlencenin yeni durağı Caffè il gusto ristorante, DJ Funshine'lı "Funshiny Saturdays" partileri düzenliyor. Partilerin ilki dün akşam gerçekleşti. 

Funshiny Saturdays@il gusto ristorante partilerinin ikincisi 29 Aralık Cumartesi gerçekleştirilecek.

Caffè il gusto ristorante'nin menüsünde özel soslar eşliğinde pizza ve İtalyan makarnaları, brushettalar, İtalyan usulü peynir ve meze tabakları, klasik İtalyan mutfağından farklı olarak ördek eti ve yemek sonunda sarı votka sunuluyor.

Cumartesi akşamları 23:00'ten itibaren Funshine'ın house müzik tınıları Akaretler'de yankılanmaya devam edecek. Giriş:20 TL.


kaynak:http://www.sabah.com.tr/Turizm

İstanbulular'ın tercihi KKTC






Sonbaharın keyfini yaşayamadan kış soğuklarına yaşamak zorunda kalan İstanbullular, yeni yıla sıcak bölgelerde girmeyi tercih ediyor.
Ortalama 20 derece hava sıcaklığının yaşandığı Kuzey 'taki otellerin yılbaşındaki doluluk oranları şimdiden yüzde 100'e ulaştı. 

İstanbul'a olan yakınlığı, ulaşım kolaylığı ve farklı tatil avantajlarının yanı sıra neredeyse yılın tamamında güneşin yüzünü gösterdiği , yeni yıla güneşli bir havada girmek isteyen tatilcilerin tercihi oldu. Yılbaşı tatili için gelen erken rezervasyonlar KKTC'deki otel işletmelerinin yüzünü güldürüyor. Kıbrıs'ın en büyük yatırım grubu olan Merit International Hotels'in Yönetim Kurulu Başkanı Reha Arar, yılbaşı için aldıkları rezervasyonlarla doluluk oranlarının şimdiden yüzde 100'e ulaştığını söyledi. Bölgedeki diğer otellerin de ciddi talep gördüğünü belirten Arar, 'Kıbrıs genelinde otellerin yılbaşı doluluk oranı şuanda yüzde 90 civarında. Bunda mevsimlerdeki sert değişim etkili oluyor. İstanbullular sonbaharı yaşayamadan kışa girdi. Soğuk havalardan kaçmak isteyenler için yılbaşı bu dönemde iyi bir fırsat olacak' dedi.

YABANCILARIN DA İLGİSİ VAR
Sayısız medeniyetlere ev sahipliği yapan, 10 bin yıllık bir kültürün izlerini taşıyan, gastronomisi ve Akdeniz'in en güzel mavisini yansıtan denizi ile en yakınımızdaki tatil cenneti KKTC, yılbaşında sınırsız eğlence arayanlara lüks tatil alternatifleri de sunuyor. Son yıllarda artan turizm yatırımlarıyla adadaki hizmet kalitesinin en üst seviyeye geldiğini belirten Reha Arar, 'Grubumuzun şu anki amiral gemisi Merit Crystal Cove Hotel ile dört mevsim misafirlerimizi ağırlıyoruz. Huzur, konfor, kalite ve birbirinden lezzetli yemeklerimizle tamamı deniz manzaralı 3 kral dairesi, 51 suit ve 233 standart odamız misafirlerimize hizmet veriyor. Yerli turistler kadar Türkiye üzerinden KKTC'ye gelecek olan yabancı turistlerden de talep alıyoruz' dedi.



GYPSY KINGS'LE YENİ YILA GİRECEKLERMerit Crystal Cove Hotel'de konaklayacak misafirlerin yeni yıla dünyaca ünlü müzik grubu Gypsy Kings ile gireceklerini sözlerine ekleyen Reha Arar, yorgunluğunu eski yılda bırakmak isteyenler için uzman terapistlerin görev yaptığı SPA'nın, sabah, öğle ve akşam sunulan açık büfe lezzetlerin ve talih oyunları salonlarının da tercih edilmelerinde önemli etken olduğunu belirtti.


kaynak:http://www.sabah.com.tr/Turizm/2012/12/24/istanbulularin-tercihi-kktc

NE OLACAK PROFESYONEL TURİST REHBERLERİNİN DURUMU..?



Turist Rehberleri meslek yasasına kavuştu ama yönetmelik yayınlanmadığı için 21 Aralık'ta ruhsatname ve çalışma kartı alamayanların durumu tartışma konusu..Ankara Rehberler Grubu yetkililere soruyor.

Meslek Yasası için yıllarca mücadele veren ancak kabul edilmesinin ardından yönetmelik bir türlü yayınlanmadığı için karmaşa ve belirsizlik içinde kalan rehberler seslerini duyurmaya çalışıyor.

Bir yandan Rehber Odalarının kurulma çalışmaları sürüyor,diğer yandan Kanun gereği 21 Aralık'ta ruhsatname ve çalışma kartlarını alamayan rehberlerin durumunun ne olacağı soruları cevap arıyor. BAKANLIK, TUREB, ARO, İZRO, İRO yetkililerinden sektörü bilgilendirici açıklama bekliyoruz.


TUREB resmi web sitesinden yapılan açıklamada; İstanbul, İzmir ve Antalya illerinde veya bunların yetki çevrelerinde ikamet eden ve henüz buralardaki rehber odalarına kayıtlı bulunmayan rehberler; 21 Aralık tarihine kadar odalara kaydolmazsa, rehberlik haklarını ömür boyu kaybedecekler. '' uyarısında bulunulmuştu.

Ankara Rehberler Grubu yaptıkları ortak açıklamada; '' 6326 sayılı Turist Rehberliği Meslek Kanunu'na göre 21 Aralık itibarıyle Türkiye'de profesyonel turist rehberlerinin bir çoğunun varlığı ortadan kalktı. Kanuna göre rehberlerin 21 Aralık'a kadar ruhsatname ve çalışma kartları almaları gerekiyordu. '' denildi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yayınlanan kanun sonrası yönetmelik yayınlanmadığından oluşturulması gereken birlik ve yeni odalar kurulamadığını belirten Ankaralı Turist Rehberleri; “Mevcut odalar ön kayıt adı altında üye kaydı yapıyorlar ve üyelik aidatı topluyorlar. Hatta denetimler bile yapıyorlar. Böylece yayınlanmayan yönetmeliğin yarattığı kaos içinde rehberler bürokrasi mağduru oldular '' açıklamasında bulundu.

AnkaraTurist Rehberleri Grubu'nun turizmhaberleri.com 'a gönderdiği ortak açıklamanın tamamı şöyle:

TURİST REHBERLERİ MESLEK KANUNU YÖNETMELİK YAYINLANMADIĞINDAN İŞLEMİYOR...

6326 sayılı Turist Rehberliği Meslek Kanunu 22/06/2012 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Ancak yasanın emrine göre ikinci aşamada yapılması gereken Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanarak Resmi Gazete'de yayımlanıp, yürürlüğe girmesi gereken yönetmelik yayınlanmadığından Turist Rehberleri Kanunu işlemez hale dönüştü.
Bu durumda kanun yürürlüğe girdikten sonra, kanun kapsamında yapılacak iş ve işlemlerde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yerine getirilemedi.

TURİST REHBERLERİ MESLEK ODASINA ZORUNLU KAYIT OLACAK

5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu'na göre kurulan rehberlik meslek kuruluşları Turist Rehberliği Kanunu'nun yürürlüğe girdiği 22 Haziran 2012'de meslek odası niteliği kazandı. Turist rehberlerinin bu kanuna göre kurulan ilgili odaya kuruluş tarihinden itibaren altı ay içinde kaydolmaları mecburiyeti getirildi. Ancak tüm bu işlemlerin yapılış şekli hakkında bakanlığın yönetmelik yayınlaması gerekiyordu. Yönetmelik çıkmadığı için odalar kendi bildikleri gibi işlem yapmaya başlayınca turist rehberleri mağdur oldu.

TURİST REHBERLERİ RUHSATNAME ALACAK

Kanuna göre turist rehberlerinin çalışma kartı ve ruhsatname almaları gerekiyor. Kanun ise bu durumu şöyle açıklıyor:
'' 6326 sayılı Kanunun Saklı tutulan haklar Başlıklı geçiçi madde (1)in (1); Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla rehberlik kimlik kartına sahip olanların hakları, bu Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (e) ve (f) bentlerinde öngörülen koşulları taşımaları gerekiyor.
Rehberlerin hakları kanuna göre kurulan ilgili odaya kuruluş tarihinden itibaren altı ay içinde kaydolmaları şartıyla saklı bulunuyor. Bu süre içinde başvuruda bulunan rehberlerin rehberlik kimlik kartları ruhsatname ile değiştiriliyor. ''

REHBERLER BULUNDUĞU YERDE ÜYE OLMAK ZORUNDALAR

Kanunda yer alan mesleğin icrası, odaya üyelik ve meslek sicilleri başlıklı 4üncü maddesi (2) bendi ise şöyle diyor:
'' Turist rehberlerinin, yerleşim yerinin bulunduğu ilde kurulmuş odalardan birine, yerleşim yeri olan ilde oda kurulmamışsa en yakın ilde kurulmuş odalardan birine üye olmaları zorunludur. Hangi odaların hangi illerdeki turist rehberlerini üye olarak kaydedebilecekleri bakanlıkça belirlenir. Turist rehberleri birden fazla odaya üye olamaz. Turist rehberlerinin oda üyeliğine kabulü için mesleğe kabul edilerek ruhsatname almış ve mesleğe kabul koşullarını kaybetmemiş olmaları gerekir. ''

KANUN “RUHSATNAME ŞARTTIR '' DİYOR

Turist Rehberleri Kanununun 4üncü maddesinin 2. fıkrası '' ise turist rehberlerinin oda üyeliğine kabulü için mesleğe kabul edilerek ruhsatname almış ve mesleğe kabul koşullarını kaybetmemiş olmaları gerektiğini belirtiyor.
Ruhsatnamenin tanımı ve ne şekilde verileceği konusunda Kanunda açık bir ifade yer almıyor. Yönetmelik olmadığı için, turist rehberleri bakanlığın vereceği ruhsatnamelerini alamıyor ve rehberlik vasfını kaybediyorlar.

Kanun 22 Haziran 2012 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanmasına rağmen, yönetmelik henüz yayımlanmadı. Öylece turist rehberlerine meslek odalarına üye olabilmeleri için zorunlu olan ruhsatname ve çalışma kartı verilemedi. Ancak kanunun emredici hükümlerine rağmen, turist rehberleri kanuna aykırı olarak mesleki faaliyet yürütüyorlar 


Kaynak: turizmhaberleri.com

Denizli, Bozdağ Kayak Merkeziyle turizmde ivmelenecek



Denizli, Bozdağ Kayak Merkeziyle turizmde ivmelenecek

Denizli'de yapımı için 30 yıl önce başvurulan Bozdağ Kayak Merkezi, bu kış hizmete başlıyor.





Denizli'de yapımı için 30 yıl önce başvurulan Bozdağ kayak merkezi bu kış hizmete başlıyor. Merhum Denizli eski Valisi Recep Yazıcıoğlu'nun Erzincan'da olduğu gibi yarım kalan Tavas'a bağlı Nikfer beldesindeki Bozdağ kayak merkezi projesini de tamamlamak üzere olan Vali Abdülkadir Demir, "Denizli'de hayal olup da gerçekleşmeyen hiçbir şey kalmayacak" dedi.

Kent protokolü seferber oldu

Denizli'ye atandığı günden beri Bozdağ'ın kayak merkezi olması için kent protokolüyle birlikte mücadele eden Vali Demir, doğa harikası olan dağın zirvesinde inceleme yaptı. Demir'le birlikte geziye İl Genel Meclis Başkanı Hüseyin Gürlesin, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Adem Oklu ve daire müdürleri de katıldı. 60 santimetre kalınlığındaki kar olan bölgede inceleme yapan Vali Demir, Bozdağ'ın kayak merkezi projesi için 1982'de dönemin Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü'ne başvurulduğunu hatırlattı.

Bozdağ Kayak Merkezi

Ege Bölgesi için çok önemli 

Efsane Vali merhum Recep Yazıcıoğlu'nun 2003 yılında Bozdağ'ın yolunu açtırdığını anlatan Vali Demir, "Geçen yıl 9 Ocak'ta burayı geldik, 1 metrenin üzerinde kar olduğu için zirveye çıkamamıştık. Ege Bölgesi için çok önemli kayak merkezinde teknik çalışmaları tamamladık. Yolların onarımı yapıldı. Bugün için en önemli konu buraya enerjinin gelmiş olması. AYDEM firması hiçbir bedel almadan buraya kadar elektrik enerjisini getirdi" dedi.

2013 yılında turizm teşvik bölgesi olacak

Yaz döneminde pistlerin güzergah düzeltilmelerinin yapıldığını kaydeden Vali Demir, "En uzunu bin 700, 2. pist bin 500, 3. pist 700 metre olacak. Toplam 3 bin 900 metrelik pist yapılacak. İl Genel Meclisi ek ödenek koydu. 2013'te burada kayak yapacağız ve alternatif kış turizmi sunacağız. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nda formaliteler bitirildi. Bu yıl sonundan önce burası turizm gelişim bölgesi ilan edilecek. Bunun yapılması adeta Palandöken'de otel yapmakla denk hale gelmesi demek" dedi.

Bozdağ Kayak Merkezi

"Erzincan'dan sonra"

Merhum Recep Yazıcıoğlu'nun Erzincan valisi iken hayal edip tamamlayamadığı Ergan Dağı Kayak Merkezi'ni faal hale getiren ve aynı şekilde Denizli'deki Bozdağ Kayak Merkezi'nde ise sona gelen Vali Demir, "Rahmetli ile ilginç bir kader çizgimiz var. Erzincan'da çok uğraşmış, ama tesis bitirilememişti. Ben Erzincan valisi iken oranın mekanik sisteminin tamamı bitirildi. Rahmetlinin diğer hayallerinden biri de Bozdağ, onun da gerçekleştirdik" dedi.

kaynak:(Yeni Asır/Ufuk Soyhan)

Ataşehir'e iki yeni otel ve kongre merkezi


Ataşehir'e iki yeni otel ve kongre merkezi





Ataşehir Merkez’de yer alan; İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanına 23 km uzaklıktaki Silence Istanbul’un 5 Yıldızlı oteli için açılış, 2013’ün ilk çeyreğinde planlanıyor. “Silence Istanbul Hotel  Kongre Merkezi”  bölgeye getireceği dinamizm ve profesyonel kadrosu ile sektöre, misafirlerine kendilerini evlerinde hissettirecek kadar iddialı giriyor.

5 ve 4 Yıldızlı iki yepyeni otel ve kongre merkezi…

“Silence Istanbul Hotel Kongre Merkezi”  iki otelinde toplam 592 oda ’1200’ yatak kapasitesi ile bölgeye büyük değer katacak. Öncelikli açılışı planlanan 5 yıldızlı otelde misafirler için farklı ihtiyaçlara yönelik; 269 Superior, 61 Executive, 2 Corner Suit, 1 Execuive Suite, 2 Deluxe Suit, 2 King Suit, 3 Engelli olmak üzere toplamda modern ve konforlu 340 oda bulunuyor.

Otelde konaklarken misafirlerin penceresi ister Prens Adalarının görkemli ve dinlendirici manzarasına açılsın, ister panaromik şehir manzarasına, hiç fark etmiyor. “Silence Istanbul Hotel & Kongre Merkezi”  misafirlerine unutulmaz bir konaklama tecrübesi yaşatarak ruhlarını da tatmin etmeyi hedefliyor.

İş Toplantılarında Cazibe Merkezi Olacak

“Silence Istanbul Hotel Kongre Merkezi” Bölgede bulunan Finans ve İş Merkezlerinin vazgeçilmez destinasyonu olacak.

Gün ışığı alan; 7m tavan yüksekliğinde ve 1500 m2 genişliğinde 3’e bölünebilen ana salonu, 900 m2’lik alternatif salonu ile toplamda 15 tam donanımlı toplantı salonuna sahip olan “Silence Istanbul Hotel & Kongre Merkezi” nde misafirler; tüm toplantı, konferans ve davetlerini son teknolojilerden faydalanarak eksiksiz organize edebilecekler. “Silence Istanbul Hotel Kongre Merkezi”nin eşsiz mutfağı; tecrübeli aşçıları ve kaliteli restoranları ile birleşerek misafirlerin hem göz hem de damak zevkine fazlasıyla hitap edecek.

Hem Alışveriş Hem İş

Silence Istanbul Hotel’in hemen yanı başında konumlanan Brandium Yaşam ve Alışveriş Merkezi’nde; 292 yerli ve uluslararası seçkin A+ mağaza ve butik dükkân, dokuz sinema,  tiyatro salonu, bowling merkezi, çocuk bahçesi ve popüler restoranları misafirlere büyük kolaylık sağlayacak.

kaynak:http://turizmnews.com


Didim Akbük’ü oteller mi kirletiyor?

Aydın'ın Didim ilçesine bağlı Akbük beldesindeki deniz kirliliği düzenlenen toplantıda masaya yatırıldı.




Didim'e bağlı Akbük beldesinde Akbük koyunun kirliliği resmi kurumların temsilcileri, Akbüklüler ve Akbüklü balıkçıların katıldığı toplantıda ele alındı. Akbük Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Celalettin Erol'un mekanında yapılan toplantıda kirlilik nedenler ve çözüm yolları konusunda görüşler ve çalışmalar aktarıldı.

Toplantıya katılan Aydın İl Çevre Müdürlüğü'nü temsilen katılan Emine Sertel, Devlet'ten bir adet deniz süpürgesi talep edildiğini bildirdi. Ayrıca deniz dibinde yapılacak tespitlerde kirli bölgelerin koordinatlarının tespit edileceği açıkladı.

Toplantıda ayrıca denizi kirleten odakların tespiti ile özel ve tüzel kişiler hakkında gerekli önlemlerin alınması noktası üzerinde durulurken, acilen yapılması gerekenlerle ilgili fikir alış verişinde bulunuldu. Toplantının son bölümünde Akbüklü balıkçılar kendileri ile ilgili sorunlarını öne dile getirdiler ve çözüm yollarının tartışılmasını sağladı.

Toplantıya ev sahipliği yapan Akbük Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Celalettin Erol, toplantıyla ilgili yaptığı değerlendirmede "Bu türden toplantıları sık sık yapacağız.

“Akbük koyunun kirletilmesine izin vermemiz ve Akbük için hayati bir konu olan bu konuya ilgisiz kalmamız mümkün değildir. Sorunun üzerini ciddiyetle gidilecektir. Koyun temizliği gerek turizm geleceğimiz ve gerekse balıkçılık açısından son derece önemlidir.

“Kirlilik Oteller Bölgesi olarak isimlendirilen bölgede yoğunlaştığını herkes biliyor. Ayrıca kaldırılan balık üretme çiftliklerinin ardından deniz dibinde kalan kirlilik, bu tesislerin demir döküntüleri, halatlar ve sair kirlilik halen yerli yerinde durmaktadır.

“Oteller bölgesinde dalış yapan dalgıçlardan bir günlük dalışlarının öykülerini yazıp getirmelerini istedim. Önümüzdeki birkaç gün içinde bu raporları toplayarak bize bildirilen bilgileri Aydın İl Çevre Müdürlüğü'ne rapor olarak vereceğiz" dedi.

kaynak:http://www.tourexpi.com/

Antalya Havalimanını en çok Ruslar kullandı




Yılın Ocak-kasım döneminde ICF Airports Antalya Havalimanı'nın yolcu trafiği yüzde 10 arttı.


İç ve dış hatlarda 25 milyonun üzerinde yolcu ağırlayan ICF Airports Antalya Havalimanı'nı sırasıyla en çok Ruslar, Almanlar ve Hollandalılar kullandı.

400 BİN YOLCU KULLANDI
Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü (DHMİ) verilerine göre; yılın 11 ayında iç hatları 400 bin yolcu kullandı. İç hat yolcusu geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9,5 oranında arttı. Bu dönemde Antalya Havalimanı dış hatlarda 118 bin 405; iç hatlarda 37 bin 545 uçak iniş-kalkış yaptı.

İç ve dış hatlarda giriş yapan yolcu sayısı 12 milyonun üzerinde hesaplandı. Antalya Havalimanı'na sırasıyla en çok Rus, Alman ve Hollandalı yolcular geldi. Bu ülke vatandaşlarını İngiltere, İsveç, Ukrayna ve Norveç'ten gelen yolcular izledi.

Norveç'ten gelen yolcuların sayısında 2011'in 11 ayına göre yüzde 7'lik artış gözlendi. Geçen yıl aynı dönemde 275 bin Norveçli yolcu gelirken, bu yıl 20 binlik bir artışla 295 bin Norveçli yolcu Antalya Havalimanı'na geliş yaptı. Yurt dışından gelen yolcu oranında en yüksek artış ise yüzde 19'la Kazak yolcularda yaşandı. 2012'nin ilk 11 ayında Antalya Havalimanı'na gelen Kazakistanlı yolucu sayısı 224 bini aştı. (CİHAN)

Hedefimiz 150 otel Fettah Bey Çin’e kadar gitmek istiyor.



RİXOS HOTELS MARKADAN SORUMLU GENEL BAŞKAN YARDIMCISI BAŞAK EREL:
Halen bünyesinde 15 tesisi barındıran Rixos Hotels’in Markadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Başak Erel, hem şehir otelciliğinde hem de resortlarla büyümeye devam edeceklerini belirterek, “İşin sırrı lokasyonda. Hedefimiz 150 otele çıkmak. Hatta Fettah Bey (Rixos Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Fettah Tamince) her yerde bir oteli olsun istiyor. Çin’de de olmak istiyor” dedi. 


Başak Erel, Rixos Hotels’in 5 İcra Kurulu Üyesi’nden biri. Yönetimdeki tek kadın. 21 yıldır turizm sektöründe. “Türkiye’nin turizm sektöründe dünya çapında markaları olmalı, biz de bu konuda iddialıyız” diyen Başak Erel’le Rixos zincirinin İstanbul’daki yeni oteli Rixos Pera’da buluştuk. Erel, çok genç yaşında başlamış turizm sektörüne, işin içinde pişmiş. Bilkent Üniversitesi Turizm İşletmeciliği mezunu ve sektörün duayen isimlerinden Cem Kınay ve Oğuz Serim’in yanında yetişmiş. 25-26 yaşında büyük sorumluluklar yüklenmiş. Genç ve başarılı bir iş kadını portresi çizen Erel, sektörde kariyer yapan sayılı kadınlardan biri. Malum Rixos deyince ilk önce akla Antalya’daki lüks otel yatırımları geliyor. Rixos’un Antalya’da 5 oteli var. 11 yılda hızla büyüyen Rixos’un Türkiye’nin yanısıra Rusya, CIS, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Avrupa’da da lüks resort ve şehir otelleri var.
 
- Rixos’ta 10 hatta 11 yıl geride kaldı. Kaç tesis oldu?
Hem Türkiye hem de Türkiye dışında tesisler açtık. Bu yıl sonuna kadar yeni tesisler de açacağız. Çok hızlı büyüdük ve hâlâ da büyüyoruz. 330 milyon dolar yıllık ciroya ulaşan Rixos’un performansındaki en büyük başarısı algı değiştirmek.
- Siz ‘Herşey Dahil’ deyip ama asla ucuz değiliz noktasındasınız. Hatta lüks desek daha doğru olur. Herşey dahil algısı ucuzdu...
Fettah Tamince’nin (Rixos Grubu Yönetim Kurulu Başkanı) bununla ilgili güzel bir sözü var. ‘Herşey Dahil sistemde ucuz ürün anlayışıyla olmadan da kaliteli de olabileceğini göstermek istiyoruz’ der. Biz Herşey Dahil sisteminin dışında şehir otelciliğine de geçtik. ‘Herşey Dahil’ bir hizmet adı, ucuz olmak zorunda değil. 
- ‘Herşey Dahil sistemdeyiz ama butler servisimiz de var‘ diyorsunuz...
Evet. Villalar var, villalara özel servis var, Rixos Premium Belek’te VIP konuklara butler hizmetimiz var örneğin. Bu neden yapıldı? Tatil dinlenmek, farklı şeyleri deneyimlemek demek. Butik hizmet de olabilir. Bu Maldivler’de var. Parayla iletişiminizi kesip daha özgürce rahat olmanız için yapıyoruz ‘Herşey Dahil’i. Daha önceki algılarınızı yani oyunu tersine çeviriyoruz. ‘Herşey Dahil’ ucuz değildir.
- Türkiye’ye son dönemde çok önemli, dünya çapında fark yaratan zincirler gelmeye başladı. Aman Grubu örneğin. Lüks rakipler geliyor. Sizi farklı kılan nedir?
Biz Avrupa’dan büyüyüp Rusya’ya farklı yerlere odaklanmadık. Türkiye’den doğduk. 2000’lerin başında İngilizler ve Almanlar odaklıydı Türkiye’de. Rusya’dan gelenler bu oranda değildi. Geleceği gördük. Bodrum’da Herşey Dahil’den çıkıp yarım pansiyona geçtik.
- Bodrum ‘Herşey Dahil’e uygun değil mi? 
Trend olan pazarı önceden görüp hazırlıkları yapıyoruz. Bodrum’a gelen herkes farklı etkinliklere katılmak istiyor. Otelden dışarı çıkmak koyları, değişik yerleri görmek istiyor. Bodrum’da bize gelen profil sınırlarını geniş tutuyor. 
- Yabancı oranınız nedir? 
Bizde yabancı oranı lokal birinci sırada. Türkler’den sonra Rusya ve CIS ülkeleri geliyor. Vilları genelde Ruslar, Kazaklar, Körfez ülkelerinden gelenler istiyor. Türkler yüzde 30, sonra Ruslar ve CIS ülkeleri ve diğerleri geliyor. Biz hiçbir zaman Türk ve Rus oteli algısında da değiliz. Rixos Pera’da şu anda 116 odada 22 farklı ülkeden insan kalıyor. Otellerimizin hepsi çok uluslu. 
- Rixos şehir otelciliğinde mi yoksa resortlarla mı büyümeye devam edecek?
Her ikisinde de büyüyeceğiz.  
- Türkiye özellikle de İstanbul’un cazibesi artıyor. Sizin öngörüleriniz neler? 
Türkiye artık trend. İstanbul da trend. Kültür ve Turizm Bakanlığı çok ciddi çalışıyor. Tekstil sektörü de atakta. Kültür ve sanatta da hareketlilik var. Dubai’ye gittiğinizde 2013 etkinlik takvimi belli. İstanbul’da da artık öyle. Her yerden ulaşım kısmen kolay.  
- Antalya’da bir tıkanma söz konusu mu?
Antalya’da uluslararası markalar daha fazla olmalı. Antalya’da istihdam sorunlu, 12 ay açık kalmalı oteller. Uçuş sorunları hâlâ var, direkt uçuşlar artmalı. Orada 5 tesisimiz var 12 ay açığız. Büyümeye odaklıyız. Kışları askıya alınan personel sayısı çok olur, bunu yapmamaya çalışıyoruz. Personelimizin büyük çoğunluğunu kadrolu tutuyoruz.
- Kaç yatağınız var Antalya’da?
Antalya’da 7 bin yatağa yakınız. En büyük tesisimiz Sungate. Yatırım maliyeti en büyük olan ise Premium Belek.
- Rixos Pera kaçıncı otel oldu?
Pera 15’inci tesis. İstanbul’daki 2’nci tesis. Bomonti’de rezidansımızı açacağız. 9 ayda 4 tesis açtık. 2013’e kadar 6 olacak. 2 ayda bir tesisi açacağız. Sürpriz bir açılışımız olacak. Ayrıca Kazakistan’da da yeni tesisimiz açılacak yakında. 
- İstanbul dışında da şehir otelleri açacak mısınız?
Talepler var bakıyoruz. Bizim için şehir otelciliğinde de resortta da lokasyon önemli. İşin sırrı yüzde 80 lokasyonda. Hedefimiz 150 otele çıkmak. Hatta Fettah Bey her yerde bir oteli olsun istiyor. Çin’de de olmak istiyor. Dubai’de Rixos’ta profesyoneller ligindeyiz ve otellerde hizmette öndeyiz. Türkiye’de çok iyi kadrolar yetişti. Dünyanın her yerinde turizm sektöründe çalışan başarılı Türkler var. Dünyanın en önde gelen otel zincirlerinden biri olmak hedefimiz. 
Beni turizme subay babam yönlendirdi
- Genelde turizm sektöründe kariyer yapan kadınlar aile işletmelerinde çalışıyor, babalarından bayrağı devralmış. Zor mu bu sektörde kadın olmak?
Turizmde çalışan kadın sayısı fazla ama yönetici konumda olan az. Fettah Bey’in markadan sorumlu kişi olarak bana güvenmesi de çok önemli. Benim gibi örneklerin artacağını düşünüyorum. 
- Siz nasıl başladınız? Turizm hayalinizdeki iş miydi? 
Babam subay olduğu için çok seyahat ettik. Sanırım çok gezdiğimiz için de bu işe yöneldim. Mimar olmak istiyordum ama babam Türkiye’nin geleceğinin turizmde olduğunu söylerdi. Yıl 1987’ydi. Baba sözü dinledim. Bilkent Üniversitesi’ne Turizm İşletmeciliği Bölümü’ne girdim. Sonra yurtdışına gittim. Dönünce ne yapacağımı bilmiyordum. 6 aylığına Almanca öğrenmeye Almanya’ya gittim. Orada Cem Kınay ve Oğuz Serim’le tanıştım.Ekip çok genç ve heveyliydi. Orada çalışmak istedim.1990 yazında turizme guletle başladım. O yıl Magic Life Sarıgerme tesisini açtı. İnanılmaz bir başarı sağladı. Avusturya’da 13 yıl, Magic Life Grubu’nda 20 yıl kaldım. 6 tesis 6 yılda açıldı. 25-26 yaşında o büyümenin içindeydim. 2002’de Türkiye Magic Life’a geldim. Kendi satış ağımızı, Magic Life Center’ı kurduk. 2010’a kadar oradaydım. Ben 40 yaşına geldim, yeni heyecan aradım. Rixos Grubu ve Fettah Bey’le yolum kesişti. 2010’da Rixos Grubu’nda başladım. 
Biz zamanı satıyoruz
- Turizm sektöründe çok mesafe alındı Türkiye’de. Sizce en büyük eksik nedir?

Markalaşmanın ne olduğunu özellikle tekstil sektöründe son 5-6 yıldır görüyoruz. Turizmde de bence en büyük eksiklik markalaşmak. Yaptığımız iş diğer sektörlerden çok farklı.
- En büyük farkı ne?

Biz zamanı satıyoruz. Ürünü fotoğraftan seçiyorsunuz, anlatılanlardan etkileniyorsunuz. Zamanınızı iyi geçiriyorsanız bizim için iyi iş oluyor. Size iyi zaman geçirtebilirsek defalarca onu deneyimlemek istersiniz.

Tatilde sırt çantamı alır gezerim

- Siz nasıl tatil yaparsınız?

Düzenli tatil yaptığımı söyleyemeyeceğim, yapmıyorum aslında. Şu anda öyle bir pozisyondayım ki hayat tarzım işle kombine oldu. Hafta sonlarımı kaliteli geçirmeye çalışıyorum. Gittiğim her yerde rakip otelleri de geziyorum.

- Bu sözlerinizden hiç tatil yapmadığınızı düşünmeye başladım...
Tatil yapacaksam otelde kalmam. Yelken yapıyorum. Gidilmemiş ülkelere gitmek, mümkünse sırt çantasıyla gezmek istiyorum. Ttatil amaçlı gittiğim son yer Karadeniz. Zamanım olursa Peru’ya gideceğim. Meksika’yı sırt çantamla dolaştım. Hem trend olan yerleri ve otelleri görmek istiyorum hem de oradaki insanlar nasıl yaşar, işin özünde değişen talepler nedir onlara bakıyorum. Yarı tarafım Egeli. Marmaris çevresine de hayranım.

- Seyahatlar dışında...

Caz tutkum. Tiyatroya giderim. Dans etmeyi severim. Başka zamanda hayata gelsem dansçı olmak isterdim. Seçtiğim iş hobilerimle çok örtüşüyor.Vakit buldukça yeğenlerimle oluyorum.
Vatan


kaynak:http://www.haberturizm.com/

BENTOUR İSVİÇRE YILI REKORLA KAPATTI



Yılı %28 yolcu, %16 kâr artışıyla kapatan Bentour İsviçre, 2013'te %30 büyüme hedefiyle Almanya pazarına da yüklenecek.
İsviçre’deki Türkiye spesiyalisti Bentour İsviçre, 2012 yılını rekor artışla kapattığını açıkladı.
Yolcu sayısı yüzde 28 artarak 71 bin olan Bentour İsviçre’nin kârını da yüzde 16 artırdığı bildirildi.
Deneyimli Türk turizmci Kadir Uğur’a ait olan Bentour İsviçre’nin bu başarısında seyahat acentelerinin payının büyük olduğu belirtiliyor. Ürünlerinin yüzde 85’ini acenteler üzerinden satan Bentour İsviçre, paket turlarda acentelere yüzde 11-15 arasında komisyon ödüyor.
Almanya pazarına yüklenecek, hedef 100 bin yolcu
Almanya’daki satış ekibini 5 yeni personelle güçlendiren Bentour İsviçre, 2012/2013 sezonunda bu pazarda daha etkin satış yapmayı hedefliyor.

2013 hedefi 100 bin pax

2013’te 100 bin paxa ulaşmayı hedefleyen Bentour İsviçre’nin sahibi Kadir Uğur, sağlıklı bir büyüme stratejisi izlediklerini ifade etti.

Üç ülkede tek Türkiye spesiyalisti

Almanya, İsviçre ve Avusturya olmak üzere üç ülkede birden faaliyet gösteren tek Türk spesiyalisti tur operatörü olduklarını belirten Uğur, diğer operatörlerin “Türkiye spesiyalisti„ özelliklerini yitirdiklerini kaydetti.



kaynak:http://www.turizmgazetesi.com

"TURİZMDE ÇOCUK EMEĞİ SÖMÜRÜSÜ VAR"




Dev-Turizm İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Yahyaoğlu, turizmdeki istihdam ve emek sömürüsü sorununa dikkat çekti.
Dev-Turizm İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Yahyaoğlu, Antalya'da 500 bin turizm çalışanı olduğunu ve bunun yaklaşık 350 bininin iş akdinin askıya alındığını dile getirdi.

Cumhuriyet Gazetesi’nden Ceren Kaya’ya konuşan Yahyaoğlu, işçilerin iş akdinin askıya alınma şeklinin, işsizlik sigortasından yararlanma hakları olsa bile onu dahi kullanamamasına sebep olduğunu ifade etti.

Turizmde çalışanların en önemli sorununun sezonun kısa olması olduğunu belirten Yahyaoğlu, "Antalya'da kış ve yaz boyunca otellerin sadece üçte biri açık" dedi.

Turizmde çalışanların bir kısmının Antalya'da yaşadığını, bir kısmının ise Antalya'da ikameti dahi olmadığına dikkat çeken Yahyaoğlu, "Pamuk tarlasındaki ırgatlar gibi turizm sezonunda gelip çalışıyorlar, sonra memleketlerine dönüyorlar. Antalya'da ikameti olan sezonluk işçiler de bir ayaklan köyde, bir ayakları ise turizmde. 5 ay çalışıp 7 ay işsizliğe dayanabilmenin zaten başka da yolu yok. Şartları böyle olmayanlar turizmden kaçmak zorunda kalıyor. Bu da turizmde hizmetin kalitesini işçilerin sosyal güvenliklerini ve devamlılıklarını olumsuz etkiliyor" diye konuştu.

Çocuk emeği sömürüsü 

Sezonluk uygulamasının en büyük ikinci istismarının turizm otelcilik okullarından gelen stajyer öğrenciler olduğunu kaydeden Yahyaoğlu, bu gençlerin staj adı altında otellerde en alt ücret gruplarında işçi olarak çalışması gerekenlerin işlerini üstlendiklerini söyledi.

Yahyaoğlu, "Oteller bu pozisyonlara işçi almaz oldular. Bu kadroları stajyerle dolduruyorlar. Bu bedava iş gücü ve çocuk emeği sömürüsü demektir. Bu yapılan staj değildir. Öğrencileri stajını yakma tehdidi altında çalıştırıyorlar. Okul idareleri staja gönderdikleri öğrencilerinin arkasında durmalı" dedi.
Turizm çalışanlarının ve ülkedeki tüm çalışanların bu yoğun emek sömürüsünden çıkmalarının yolunun sendikal mücadele olduğunu kaydeden Yahyaoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye'de 65 yıldır sendikaların var olmasına rağmen, ne yazık ki bütün sendikalar dibe vurmuş durumda. Türkiye'de yeni bir dönem başlıyor. Yeni sendikalar yasası geçti. Bu sendikalar yasasıyla uysal, hükümetlere yandaş, uzlaşmalı sendikacılık yapılamaz, yapılsa da işçilere faydası yoktur. Sendikaları daha aktif, sendikacılık yapmak zorundalar. Koşullar bunu getiriyor. İhtiyaç olan da budur" dedi.

Yaş ortalaması 18-25 

Turizm işçilerinin yaş ortalamasının 18-25 yaşlarına indirildiğini dile getiren Yahyaoğlu, 35 yaş üstü işçilerin iş taleplerinin reddedildiğini, bunun sebebinin ise 25 yaş altı aile sorumluluğu olmayan çocukların daha ucuza çalıştırılması ve 35 yaş üstü ailesi, çocuğu ve sorumluluğu olanların biraz daha iyi bir ücret ve çalışma koşullarını talep etmesi olduğunu belirtti.

Yahyaoğlu, "Bu her şey dahil uygulaması turizmde kalifiye elemanı olan ihtiyacı ortadan kaldırırken, ülke turizmine ve geleceğine de ihanet içeriyor" dedi. Şu anki otel satış fiyatlarıyla kendini iyi fiyatlarla pazarlayan oteller hariç, iyi bir toplu sözleşme, iyi bir işçi ücreti ödeyebilecek durumda olmadıklarına değinen Yahyaoğlu, "Bu kadar düşük fiyatlarla oda satarak, vergiden, sigortadan,işçi ücretlerinden ve fazla mesailerden çalarak, yiyecek içecek maliyetlerini minimumda tutarak, zor ayakta kalıyorlar" dedi.



kaynak:http://www.turizmgazetesi.com/