5 Ocak 2013 Cumartesi

Ali Onaran hedeflerini açıkladı: Merak uyandıran seksi ürünler satacağız


Prontotour Yönetim Kurulu Başkanı Ali Onaran, Antalya'daki acenteler toplantısında 2012 yılını değerlendirdi ve 2013'tek hedeflerini açıkladı. Onaran, "Biz herkesin yaptığını yapmak istemiyoruz. İçine dokunulmuş, merak uyandıran, içine bakılmak istenen ürünler satıyoruz, satmak istiyoruz" dedi.


Prontotour'un acenteler toplantısı, Antalya'daki Concorde Otel'de gerçekleştirildi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Prontotour Yönetim Kurulu Başkanı Ali Onaran, şirketin dünden bugünlere nasıl geldiğini anlattı.

Prontotour olarak son yıllarda yüzde 40'ların altına hiç inmediklerini belirten Onaran, şirketin her büyüme aşamasında bazı riskler aldığını söyledi. Risk  almadan büyümenin olmadığını kaydeden Onaran, "Şu çok önemli, biz elbiseyi kendimize göre biçtik. Sektörde o kadar büyük riskler var ki, bütün bunları hesap edip aldığınız riskleri sizi doğru noktaya getirmesini çok iyi hesaplamanız gerekiyor. Tüm hesaplarımızı yaptık ve bu şekilde yaptık" diye konuştu.





MARKAMIZI DÜNYAYA AÇMA ZAMANI GELDİ


İnternet yatırımlarına büyük önem verdiklerini kaydeden Onaran, sözlerini şöyle sürdürdü;

"İlk internet sitemizi 450 dolara yaptırmıştık. Şimdi internete saatte harcadığımız miktarın saati 450 dolar. Dünya turizmi, internete yöneldiği halde toplam satışlarımızın yüzde 65'ini acentelerimiz yapıyor. Biz acentelerimizle birlikte büyüyoruz. İki yıldan beri üzerinde çalıştığımız kendi markamızı dünyaya açmanın zamanı geldi. Gücümüzü, Prontotour ismiyle dünyanın başka ülkelerinde de yapabiliriz. Prontotour, Türkiye'de 70'in üzerinde ülkeye 12 ay boyunca tur yapıyor. İki yıl içinde yaklaşık 5 ülkeden bu operasyonu başlatmayı hedefliyoruz. İlk sürprizleri 5/6 ay içinde vermeyi planlıyoruz.



KENDİ ÖZ SERMAYEMİZLE DEVAM EDİYORUZ


Daha güçlü bir Prontotour, oluşturmayı hedefliyoruz. Şirketimiz uluslararası bağımsız şirketler tarafından denetleniyor. Şirketimiz tamamen öz sermayesiyle bütün yatırımları yapıyor. Şu andaki tüm yatırımlarını kendi öz sermayesiyle devam ettiriyor.

İÇİNE DOKUNULMUŞ, MERAK UYANDIRAN ÜRÜNLER SATIYORUZ


Bin noktaya yakın yerde ürünlerimiz online olarak satılıyor. Şu anda burada olan acentelerimiz, toplam satışın yüzde 90'ını oluşturuyorlar. Kendi ürünümüzü kendimizin geliştirmesinin yanında, biraz farklı olmamız gerekiyordu. Herkesin yaptığını yapmak istemedik. Şunu söyleyebilirim, biz seksi ürünler satıyoruz. İçine dokunulmuş, merak uyandıran, içine bakılmak istenen ürünler satıyoruz.
Eğer siz herkesin sattığını copy paste alıp satarsanız, gelecekte var olmanız çok zor. Biz kendimizin ürettiği ürünleri satmayı tercih ediyoruz. Eğer sektörde Prontotour olacaksanız, ilgi uyandıracak, açılıp içine bakılacak ve tur alındıktan sonra 'doğru ürünmüş, seksi ürünmüş' denilmesi gerekiyor.

2023 HEDEFİMİZ 1 MİLYON TURİST 900 MİLYON DOLAR CİRO

Şimdi gelelim 2023 hedeflerine; 1 milyon turist, 900 milyon dolar ciro hedefliyoruz. Bu yıl bir süprizimiz var. Biz acentelerimizle varız. Türkiye'nin dört bir tarafında acentelerimiz ürünlerimizi satıyor. 2013 yılında yapılacak bir çekilişle fiyat 500 c marka araba vereceğiz. Bizler büyüdükçe, daha iyisini daha güzelini daha güzelini tüketicimize misafirimize sunuyoruz. Hep birlikte daha güzel günler diliyorum"



SARP ÖZKAR: BU YIL KİŞİ BAŞI TUR BEDELİMİZ 716 EURO'YA ÇIKTI


Onaran'ın konuşmasından sonra acentelere çeşitli ödüller dağıtıldı. Ödüllerin ardından Prontotour Pazarlama Müdürü Sarp Özkar, acentelere yönelik bir konuşma yaptı.

Prontotour'un acentelerle birlikte büyüdüğünü ifade eden Özkar, "Bizlere verdiğiniz destek çok önemli. Değerinizi çok iyi biliyoruz,sağolun var olun" dedi. Özkar, sözlerini şöyle sürdürdü;

2011 yılında 60 bin kişi sayısıyla 38 milyon ciroya, 2012'de 50 milyon Euro'ya, 2013 yılında ise 62.5 milyon euro'ya ulaşacağız. 2012 yılında kişi başı tur bedeli tutar ortalaası geçen yıla oranla 655 Euro'dan, 716 Euro'ya çıktı. Bu da bizi çok memnun ediyor.

EN İYİ ÇIKIŞ YAPAN DESTİNASYONLAR


2012 yılında en iyi çıkış yapan destinasyonlar ise Almanya, gemiyle Ege Adriyatik turları, Büyük Britanya ve Beyrut..


KAYNAK:http://www.turizmguncel.com/





Kemer Belediye Başkanı Mustafa Gül: Otelleri Başbakan kurtarır





Kemer Belediye Başkanı Mustafa Gül, ruhsat iptaliyle karşı karşıya kalan otelleri sadece Başbakan recep Tayyip Erdoğan’ın kurtarabileceğini belirtti.



Başkan Gül, “Bu otelleri kurtarmaya ne de Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın gücü yeter. Sayın Başbakan, Bakanlar Kurulu’ndan bir karar geçirirse kurtarabilir. Başbakan haricinde bu işi çözecek yok” şeklinde konuştu.

“Meclis kararıyla kurtarma şansımız yok”
Kemer’de yapı ruhsatı bulunmayan 8 otelin yanı sıra, imara aykırılıkları bulunan 38 otelin durumlarını ‘çok üzücü bir olay’ olarak nitelendiren Belediye Başkanı Mustafa Gül, söz konusu otelleri Belediye Meclisi kararıyla kurtarma şanslarının olmadığını vurguladı. Bu konuda Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yetkisinin bulunmadığına dikkat çeken Gül, Kemer’de sorunlu 38 otelin bulunduğuna işaret ederek şu bilgileri verdi:


“Kemer turizmi bitmesin diye kellemizi ortaya koyduk”
“Bakanlar Kurulu’nda bir yasa çıkarıldı. 1992 yılından önce yapılmış olan otellerde 10 metreye kadar sorun olmayacak. Ama yasa bu tarihten sonra yapılan otelleri kapsamıyor. Esas sorunumuz binaların yoğun olmasıdır. Başbakan Bakanlar Kurulu’ndan bir yasa geçirirse otelleri kurtarabiliriz. Biz yasal prosedürü uyguluyoruz. Kemer turizmi bitmesin diye kellemizi ortaya koyduk. Bu işi yapacak olan Sayın Başbakandır.”

(Hürriyet Akdeniz)(
tourismtoday)

TURİZİMCİNİN DURUMU BUDUR !!!!




-Hangi tarihte başlayabilirsiniz?
+Size uygun olan herhangi bir tarihte 
başlayabilirim. 
-Çalışma saatleri konusunda herhangi bir sorununuz var mı çünkü malumunuz yüksek sezonda 8 saat çalışma gibi bir durum söz konusu olamıyor.
+Çalışma saati konusunda çok fazla sorunum yok. Sorumluluğum çerçevesinde gerekli olduğu saat kadar tesiste bulunurum.
-Çok güzel. Daha önce de dediğim gibi. Kışın otelimiz kapalı ancak çalışma performansınıza göre pozisyonunuz gereği 12 ay çalışma fırsatı doğabilir. Ancak baştan söyleyeyim söz veremiyorum.
+Anlıyorum. Umarım herkes için hayırlı bir sezon olur.
-Ailemize katıldığınız için mutluyuz. Evraklarınızı tamamlar pazartesi günü iş başı yaparsınız.
+Teşekkür ederim iyi çalışmalar.
Buradaki birçok turizm duayeni gibi çok uzun yıllar turizm deneyimim yok. Ancak deneyimlerin yıl ile değil. Tecrübelerle kazanıldığı konusunda sabit bir fikrim var. 20 sene çalışırsın ama at gözlükleriyle 5 sene çalışırsın 5 duyu organınla. Üniversitenin ilgili turizm bölümünden dereceyle mezun olduktan sonra turizme 5 duyu organınla gönül verip kendini gider sahil kentlerinden birine atarsın. Bazı görüşmeler yaptıktan sonra herhangi bir otelde niceliklerine göre iş bulursun. Her tesiste olacağı gibi bu tesiste de tam bir takım ruhu ve aile ortamı anlayışı ile çalışır. Bütün bir sezon %100 misafir memnuniyeti için abartısız gece gündüz kendini paralar. Eğer damdan düşme bir Genel Müdür ile çalışmıyorsa bu emeğinin karşılığında maaşının yanında bir de sözlü takdir görürsün. (göremeyende vardır.üzülmesin! sonuçta Türkiye turizmi için çalışıyorsun. İşletmen anlamıyorsa seni bir gün bir yerlerde anlayan mutlaka çıkacaktır. Bir ümit işte besle içinde gitsin!
Otelcilikte çalıştığın sürede bir çok şeyin okulda olduğu gibi olmadığını görür. Çalışma evresinde kendine ne kadar fazla yatırım yapman gerektiğini düşünürsün. Birçok farklı kişisel gelişim seminerlerinin yanında mesleki seminerlere katılırsın. Kendini diğer insanlardan farklı ifade etme yeteneğine sahip olursun. Bu işin mutfağına girmişsindir artık. Cv’in artık öyle bir sayfa falan değildir. Başvuruda bulunduğun tesisteki İnsan Kaynakları müdürünün sahip olmadığı ve ne yazık ki anlamadığı bir çok başarı belgen,ispatın,sertifikan,seminerin vardır. İş tecrübelerin ve kimsenin inkar edemeyeceği iyi referansların olur. Ve sen işte o ilanlarda yazan prezentabl kişisin,dış görünümüne özen gösterir. İstenilen bakımlı kişilik sen olursun. Bütün bir sezon canla başla kaç saat çalıştığını bilemezsin. 14 – 15 saat çalışır sadece uyursun. İzin günlerin varsa sende bu camiyada şanslı insansın. Yoksa zaten olması gereken budur. Kışın 6 ay yatıyorsun çünkü. Sanki sen istedin bunu. İşte asıl gelmek istediğim konu bu! 8 saatte çalışsa 15 saatte çalışsan aldığın ücret aynıdır. Eğer şanslıysan sigortanı işe başladığın gün yaparlar ama kan emici patronlar ve bunların yalakası genel müdürler sayesinde çoğu zamanda işe girdikten belli bir süre sonra sigortan başlar. İş görüşmesinde istediğin maaşı söylediğinde gözleri yuvalarından fırlar! Halbuki sen insani bir rakam söylersin. Onun aldığı ücretin oldukça altındadır. –Aa üstadım bu çok fazla. Bütcemizde buna yer yok der! Gel dersin hiç çekinmeden seninle hesap yapalım. Sen bana bu kadar vereceksin benim masrafım bu. Giderim bu! Yaşım bu! Hayattan beklediğim bu! Baya ilerlemiş olduğum halde turizmde olduğum için daha yolun başındayım. Gözüm yukarda değil ama kendime güvenim olsun ev hadi hayalde bari araba neyim alabilirim diye cümle kurayım arkadaş! Dersin. E ben senin karşına gelmeden önce tecrübe sahibi olmak için o bu şu işletmelerde çalıştım. Aldığım tecrübelerimin bana kazanmak istediğim rakam için yetmeyeceğini fark edince kendime yatırım yapıp o bu şu eğtim, sertifika, seminer ne kadar demeden katıldım. E sen bir de sezonda 15 saat çalıştırıp beni her sabah uyandığımda suratımda kocaman bir gülümseme olsun istemiyor musun? Saçım başım düzgün olsun makyajım yerinde olsun demiyor musun? E bunlar iki parmağından çıkardığın ses gibi kolay olmuyor. Sen bilir misin bugün bir manikür-pedikür ne kadar? Fön ne kadar! Kıyafet almaya kalktığında senin uydurduğun bütçenin yarısını mağazada bırakıyorsun!! Gel sen çık işin içinden!! Susar kalır!! Fena halde susar kalır. Çünkü ne yazık ki HAKLISINDIR. Sonrada kaseti başa sarar ve aynı ezberlediğin cümleleri söyler. Dinlersin yapacak bir şey yok. İşi beğenirsen. Aklına yatarsa çalışmaya başlarsın. Yukarda dedim ya ‘’sezondaki performansına bağlı olarak 12 ay çalışıp çalışmayacağın konusunda sezon sonunda bilgilendirileceksindir.’’ Yinede her ihtimale karşı ‘’Geçiçi İş Sözleşmesini’’ imzalarsın. Tarih gelir çatar Ekim-Kasım olur. Büyük bir takım ruhu ile 6 – 7 ay çalıştığın tesisin patronunun yada Genel müdürün hakkında verdiği kararı beklersin. Otel doluluğu düştükce sancıların artar. İş mi arasam yoksa burada mı kalıcam?? Büyük bir muamma!! Aklında 5 – 6 plan vardır. A planı B planı C planı…. Uzar gider. Emin ol hiç birisini gerçekleştiremezsin. Çünkü Turizmde hiçbir zaman evdeki hesabın çarşıya uymaz. Boşa plan yaparsın. Neyse sonuç olarak hizmet verdiğin tesis şanslıysan otelin kapanış günü eline bir kağıt verir. Bu kağıt senin İSTİFA dilekçendir. Ulen bu ne pis iştir. İstifa etmediğin kapanış gerçekleştiği için çıkarıldığın şirket sana ZORLA istifa dilekçesi imzalatır. Bir imzayla bütün Sosyal haklarından vazgeçersin. Hani aileydik. Bu istifa dilekçesi nedir arkadaş!! Nerede görülmüş babanın kızına evden giderken herhangi bir hak talep etmesin diye kağıt imzalattığı. Velhasıl 10 yıl turizmde çalışırsın 5 yıllık sigortan ödenir!! Emekli olmayı aklına getirme bile. Öleceksin ve göremeyeceksin!!
En kötüsü de yavaş yavaş bıkarsın!! Bitirdiğin okul aldığın belgeler girdiğin sınavlar edindiğin tecrübeler. Becerebiliyorsan hepsini toptan kıvır kıvır ….. neyse!! Sonra da sezonda patron Genel müdürü sıkıştırır .. Genel müdür departman müdürlerini sıkıştırır. Nerede bu bizim kalifiyeli elemanlar derler. Valla ağam paşam siz onları küstürdünüz. Hepsi sektör değiştirdi. Kaçtı gitti buralardan. Sen artık oteline istediğin belgeyi al Kalite belgesiymiş. Haccp miş. 10002 miş. Kendini yırtsan senin o istediğin ve özlediğin tip boxları dolduran, emeğinin karşılığına oda satın alan misafiri mumla aramaya devam edersin. Her şey dâhilin ucuzluğundan yakınırsın!
Eğer turizmci olmak isteyen bir BAYANSAN hemen aklında oluşturduğun düşünceden vazgeç. Ve kaç! Yoksa ne erkek ego manyasın da kariyer yapabilirsin nede kan emici patrondan para kazanıp birikim. Emeklide olamayacaksın. Sosyal hakkın yok! Arkadaş daha nasıl çizim sana senaryoyu!!


Yazan:Gülnihal Kumru

Guest Relations denildiğinde aklında konstramatris tarzında bir meslek tanımı çıkarmasın!




Öncelikle Misafir İlişkileri Departmanının tesis bünyesindeki iş tanımını tüm departmanların müdürlerinden tutunda en alt pozisyondaki insana kadar herkesin iyi özümsemesini sağlamak lazım. Damdan düşen GM ninde bu departmandan ne beklediğini bilmesi lazım.
Sözün kısası kimse Guest Relations denildiğinde aklında konstramatris tarzında bir meslek tanımı çıkarmasın!
Ama ne yazık ki oluşturulan bu departmandan beklenen genelde otel ünitelerinde misafirlerle oturup çay kahve içip,eğer bir sıkıntıları varsa dile getirmelerini sağlamak,çözümü varsa çözüm arayışına girmek yoksa otelin yalancısı olmak. - Hımmm efendim şimdi şöyle oluyor.. bla bla bla
Şanslıysan misafiri kandırırsın,değilsen o kanmış numarası yapıp seni kandırır. Ha daha vahim durumlarda vardır. Misafir ilişkileri departmanın tur – mur – yemek falan satışı yaparak otel extrasına katkısını sağlaması da beklenir.
Bu bir ekip çalışmasıdır ancak sadece Misafir İlişkileri Elemanlarının oluşturduğu ekip değil. Otelde her pozisyondaki insan kendisini o otelin ev sahibi olarak görmeli.. Misafir İlişkileri Departmanı da bu ev sahipliğinde yol gösterici kaynak olmalıdır. O yüzden öncelikle her hangi bir misafir şikayetiyle yanınıza gelen misafir ilişkileri departmanından kişi ile tartışmaya girmenin yersiz olduğunu kafamıza yerleştirelim.
- Misafir odasındaki klimanın çok etkili çalışmadığını söyledi.
- T/S : Allah allah evinde kliması varmıymış acaba. Neden bunlara odada kalıyor gitsinle sahile havuz başına yaa.. Bütün klimalarımın bakımlarını yaptırdım ben.. ne kadar soğuk istiyor muhterem acaba kutup soğukluğu mu?

- Bilmem kaç numarada kalan misafir havlusundaki lekeyi gösterdi de…

- Evindeki havlularda sıfır lekedir allah bilir. Çamaşırhaneden öyle gelio efendim. Lekelileri onca havluda ayırmak için ayrı bir personel çalıştırmam lazım.. yetişemioruz.. ufak bir lekeden ne olacak yaa..

- Ustam misafir geç kahvaltının biraz zayıf olduğunu iletti ama
- Kaç çeşit peynir var o büfede.. öyle zeytini sofrasında buluyor mu acaba.. Adı üstünde geç kahvaltı.. geç kalkmicak o zaman arkadaş..

- Yaa geçen belboyu misafirin bavulunu taşırken biraz agresif gördüm. Uyardım. Sanırım sinirleri bozuk.. siz konuşursunuz..

- Misafir konuyla ilgili şikayet etti mi?
yani tabi bu dialoglar değişik değişik gelişiyor.. Duruma göre bazıları gün içinde senin motivasyonunu bile yükseltiyor.
- Öyle mi? Odasına 10 dk içinde teknisyeni yolluyorum.size bilgi veririm. Kat şefi nasıl görmez havludaki lekeyi ben bir konuşim özür için odasına süs yapsak mı? O zaman bu geç kahvaltıdaki büfeyi bir kez daha gözden geçirelim,siz kendisine iletin. Bellboyun motivesi düşmüş olabilir.Ekip olarak bir şeyler organize edelim yardımınızla,misafirimiz için ne yapsak?
Amacım kimsenin hakkını yemek değil. Ancak değişik değişik otellerde değişik değişik seneryolarla karşılaşıyoruz.
Otelimizde konaklayan müşteriler bizlerin misafiri bizlerse ev sahibiyiz anlayışını ezberlemek yetmiyor..Uygulamak gerekiyor. Türkiye turizimin geldiği şu noktada kişiye özel hizmet esas alınmalıdır. E buda bilmem kaç yataklı bir tesiste kıytırıktan tekkişilik bir misafir ilişkileri ileyapılması mümkün değilidir efendim..
Önce misafir ilişkileri departmanında çalışan müdür ve elemanları ev sahibi olarak hissetmesini sağlamak lazım.

yazan:Gülnihal Kumru




 AYDA % 30 PARA KAZANMAK