30 Aralık 2012 Pazar

Ruslar internet üzerinden tur satın almayı sevdi




Türkiye, 2012’de en çok ziyaretçi çeken ülkeler sıralamasında 29,3 milyon kişiyle 6’ncı sıraya yükseldi. 2013’te uluslararası turizmin yüzde 2-4 civarında büyümesi beklenirken, bu büyümeden pay almak isteyen küçük ve orta ölçekli tesislerin internet satış kanalını daha etkin kullanmaları tavsiye ediliyor. 



Konaklama sektörüne yönelik çözümler geliştiren CloudArena'nın kurucu ortağı Tolga Yalçınkaya, 2012 yılında internet üzerinden yapılan satışların yüzde 10 arttığına işaret ederek, bu alandaki gelişmeye dikkat çekti.
 
Konaklama sektörüne yönelik çözümler geliştiren CloudArena, bulut bilişim tabanlı dijital konaklama tesisi yönetim ve pazarlama sistemi HotelRunner ile konaklama tesislerinin doğru ve etkin bir online varlığa sahip olmalarını sağlıyor. Türkiye’nin 2012 yılında turizm alanında başarılı bir yıl geçirdiğini belirten Tolga Yalçınkaya, interneti yoğun ve etkin kullanan genç nüfusun da etkisiyle seyahat öncesi ve sonrası aktivitelerin artık sanal ortama kaydığını vurguladı. Yalçınkaya, "Doğru ve etkin bir online varlığa sahip tesislerin doluluk oranlarının ciddi seviyede arttığı görüldü." dedi.
 
Yalçınkaya'nın verdiği bilgiye göre 2012 yılında en çok rezervasyon 3,73 milyon yerli, 13,2 milyon yabancı ziyaretçi ile Antalya’daki tesislere yapıldı. İkinci sırada 3,43 milyon yerli, 11 milyon yabancı ziyaretçiyle İstanbul yer aldı. Sosyal promosyon imkânlarının da etkisiyle HotelRunner kullanan tesislerin online direkt rezervasyonlarında 7 kat artış sağlandı. Bunun etkisiyle tesislerin doluluk oranları ortalama yüzde 27 oranında arttı. HotelRunner’ı kullanan tesislerin yabancı ziyaretçileri en çok Almanya, Rusya ve İngiltere’den geldi. 2013’te ise kış sporları ve din turizmi başta olmak üzere Türkiye’ye en çok ziyaretçi gönderen ülkelerin ise Almanya, Rusya, Bulgaristan ve İran olacağı öngörülüyor.  (Haberrus)

Google 2013’te seyahat sektörü için hazırladığı yenilikleri açıkladı





Sanal dünyanın dev ismi Google, turizm sektörüne verdiği önemi günden güne artırıyor. Arama motoru seyahate yönelik uygulamaları Google Flight Search ve Hotel Finder için yeni yılda bir dizi yenilik hazırladı.



Ekonomik krizlere rağmen büyümeye devam eden turizm sektörü Google’ın artık daha fazla ilgisini çekiyor. Şirket sistemlerini seyahat tutkunları için daha cazip hale getirmeye çalışıyor. İşte Google’ın seyahat sektörü için sunduğu uygulamalarına getireceği yenilikler:
- Flight Explorer adlı yeni bir uygulama devreye girecek. Google ‘deneysel’ olarak nitelediği bu uygulama ile belirli bir destinasyona en ucuz uçak bileti kullanıcıya önerilecek.
- Uçuş ücretleri ve diğer masraflar hakkında kullanıcının daha kapsamlı bilgi edinebilmesi için Flight Search adlı uygulama Wi – Fi gibi kolay ulaşılabilen bir hizmet olacak.
- Uluslar arası uçuş bilgileri ve fiyat bilgileri 2012’ye nazaran daha kapsamlı sunulacak.
- Hotel Finder uygulaması küresel ölçekte farklı değerlendirme sistemlerinin bilgilerine de ulaşılacak.
- Hotel Finder küresel bir ‘rollout’ sistemiyle hizmet verecek.

KAYNAK:turizmguncel

DOĞRU TARAFTA OLMAK


Sürmeli: Yemeğimizi çalışanlarımızla yer, çayımızı birlikte içeriz






Sürmeli, bencilliğin başarının önüne geçtiğini, 'ben' ifadesinin yerini 'biz' kelimesine bırakması gerektiğine inandığını söyledi.
ANTALYA- Antalya Girişimci İşadamları Derneği (AGİD) İş Kadınları Komisyonu'nun Antalya Crowne Plaza Otel'de Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Üyesi Sema Güral Sürmeli’nin katılımıyla “Tecrübe Paylaşım Toplantısı” düzenledi.
Sema Güral Sürmeli, iş yerlerinde patron ve çalışan ayrımı yapmadıklarını belirterek "Hepimiz bu şirketin çalışanıyız. Yemeğimizi hep beraber yer, çayımızı muhabbetle içeriz. Bu sistem bizi her zaman başarıya götürmüştür." ifadesini kullandı. Bencillikten hoşlanmadığını kaydeden Sürmeli, bencilliğin başarının önüne geçtiğini, 'ben' ifadesinin yerini 'biz' kelimesine bırakması gerektiğine inandığını söyledi.



AHMET YAHYA TAŞÇI: AGİD, KOBİ’LER İÇİN ZARURET HALİNE GELİYOR

Toplantı öncesinde AGİD Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Yahya Taşçı açılış konuşmasını yaptı. Taşçı “ 500’ü aşan üye sayısıyla Antalya’nın en büyük iş adamları derneği olan AGİD 19 yıldır hizmet vermenin gurunu yaşıyor. Dünya ekonomik konjöktürünün çok farklı hale geldiği bu günlerde yurt dışına açılma ve ihracat büyük sermayeli şirketlerle rekabet edemeyen KOBİ’ler için zaruret haline geliyor. İşte tam bu noktada AGİD ESİDEF ve TUSKON’un faaliyetleri ayrı bir değer kazanıyor ve üye iş insanlarımız için uluslar arası bir ağ oluşturarak size hizmet veriyor.



AGİD BAŞARILI KOMİSYON ÇALIŞMALARI YAPIYOR

Biliyorsunuz ki KOBİ ler için uluslar arası piyasalarda Pazar araştırması ve fizibilite yapmak çok zor ve çok maliyetli bir iştir. Ayrıca Afrika gibi ülkemiz için önemli pazarlarda yer yer güvenlik sorunları yaşamaktadır. İşte bu zorlukları en aza indirmek ve yurtdışı açılımını kolaylaştırmak AGİD için en önemli misyon haline gelmiştir. Bunun yanı sıra AGİD başarılı komisyon çalışmaları tecrübe paylaşım toplantıları, eğitim seminerleri ile de üyelerine hizmet vermeye devam etmektedir. Bu akşam ki programın mimarı AGİD İş Kadınları Komisyonu olduğundan böyle başarılı ve güzel bir program hazırladıkları için İş Kadınları Komisyonumuz üyelerine huzurlarınızda teşekkür etmek isterim.  Çok kısa bir süre önce kurulmasına rağmen hızla organize olup arka arkaya başarılı programlar hazırlamaları kadının iş hayatındaki Önemi hakkında çok önemli mesajlar vermektedir “dedi.


“KADIN ELİ “ PROJESİNİ GERÇEKLEŞTİRDİK.

AGİD İş Kadınları Komisyonu üyesi Hülya Bostancı Komisyonun çalışmaları hakkında bilgi verdi. Bostancı “AGİD İş Kadınları Komisyonu Ocak 2010’da kurulmuştur. Bünyesinde üretimden, hizmet sektörlerine kadar farklı sektörlerden iş kadınları yer almaktadır.  Kadınlara has heyecan ve girişimcilik ruhunu katarak birçok önemli projeye imza atmaktadır. Bu kapsamda olan bazı projelerden bahsetmek gerekirse; Antalya ve ilçelerindeki kadın girişimcilerini desteklemek amacı ile  “kadın eli “ projesini gerçekleştirdik. Farklı konularda kişisel gelişim eğitimleri organize ettik.


“DUVAR KÂĞIDI UYGULAYICI” PROJESİNİ GERÇEKLEŞTİRDİK. 

Kadınlara istihdam sağlama çalışmalarımız kapsamında, yerel belediyeler ile birlikte “duvar kâğıdı uygulayıcı” projesini gerçekleştirdik.  Yine bu kapsamda KOSGEB Başkanı’nı ziyaret ettik. TUSKON’ un düzenlemiş olduğu Rusya federasyonu işkadınları birliği yetkilileri ve üyesi ile ikili iş görüşmeleri yaptık. Çeşitli platformlarda bilgi ve tecrübe paylaşım toplantıları yaptık. 2011 yılında dernek bünyesinde başlattığımız “sevgi evi” destekleme projesinin kapsamında olan çalışmalarımıza bürokratlarımızın destekleri ile devam etmekteyiz. Bu bağlamda kadın komisyonumuz gerçekleştirdiği başarılı projelerine 2013 te de sosyal sorumluluk, tecrübe, paylaşım ve toplumsal çalışmalarıyla yoluna devam edecektir.” Dedi.
DİSİPLİNLİ VE ÖZVERİLİ OLUNMASI GEREKİYOR
Antalya Girişimci İşadamları Derneği (AGİD) İş Kadınları Komisyonu'nun düzenlediği 'Tecrübe Paylaşım Toplantısı'nın konuğu olan Sürmeli, iş hayatını ve tecrübelerini paylaştı. "Olmazsa olmazım, annem ve babam." diyen Sürmeli, başarının ilk adımının 'inanmak' olduğunun altını çizdi. Devamında disiplinli ve özverili olunması gerektiğini ifade eden Sürmeli, kendi kişisel başarısında başrolü babasının oynadığını belirtti. Sürmeli, "Önümdeki örnek model babam. 40 yaşından sonra hiç bilmediği İngilizce dilini öğrendi. Bu kadar büyük bir modelden hem yararlandım, hem de onun gibi olmaya çalıştım." diye konuştu. 'İnanırsak başarabiliriz' diyen Sürmeli, iş yaşamında hep 'yapılmaz' denileni gerçekleştirmek için çabaladığını vurguladı.
Çalışma hayatında yanlış yapmanın da gerekli olduğunu savunan Sürmeli, "Sistem içinde hata yapın. Hata yapıyorsanız, çalışıyorsunuz demektir. Tecrübeler bizi başarıya götürür." şeklinde konuştu.
Toplantı sonunda AGİD İş Kadınları Komisyonu Başkanı Aslı İnce Sema Güral Sürmeli’ye toplantıya iştiraklerinden dolayı plaket takdim etti. Ayrıca Sema Güral Sürmeli’ye Fahri Üyelik ünvanı verildi.


kaynak:turkiyeturizm

Avrupalı yatırımcı kriz dinlemedi, lüks otel alma eğilimi sürüyor





Jones Lang LaSalle Hotels’in en son yapmış olduğu Otel Yatırımcıları Duyarlılık Araştırması’na göre, katılımcıların %40’ı önümüzdeki 6 ay boyunca eğilimlerinin varlık “satın almak” yönünde olacağını ve Almanya’daki kilit şehirlerin yanı sıra Londra, Varşova, Viyana, Amsterdam ve Paris gibi Avrupa’daki önemli pazarlara yöneleceklerini belirtti.




Jones Lang LaSalle Hotels Kuzey Avrupa CEO’su Jon Hubbard “Araştırma sonuçları, Avrupa’daki ekonomik problemlere karşın otel gayrimenkullerine olan güvenin arttığını göstermiştir. Beklenen kapitalizasyon oranı ortalama %7,2 seviyesinde kalırken, Paris, Londra ve Almanya’nın kilit şehirlerindeki agresif teklif verme süreçleri fiyatların tavan yapmasına neden olmuştur. İç verimlilik oranı beklentileri gözle görülür şekilde gerilemiş, 170 baz puan düşüşle %13,7 seviyesine oturmuştur; ki bu düşüş de Avrupa’daki otel gayrimenkullerine devam etmekte olan güçlü yatırımcı ilgisinin bir göstergesidir.

Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgesindeki en rağbet edilen gayrimenkullere bakıldığında, katılımcıların %28,8’i lüks otelleri satın almayı hedeflediğini belirtmiştir; ki Mayıs 2012’de yapılan Otel Yatırımcıları Duyarlılık Araştırması’na göre bu sınıfa olan ilginin ciddi bir biçimde artmış olduğu gözlenmiştir. Güncel araştırma sonuçlarına göre, ekonomik/limitli hizmet veren oteller ve uzun dönem kalışlı otellergibi daha alt kategoride olan sınıflar ise en az ilgi gören gayrimenkul tipi olmuştur. Ancak, gelişmekte olan pazarlardaki olanaklardan ötürü Orta ve Doğu Avrupa’daki yatırımcıların ekonomik otellere olan ilgisinin sürdüğü görülmüştür.

Kaliteye olan ilginin artması beklentisi sebebiyle, yatırımcılar Varşova, Stockholm, Münih ve İstanbul’da beklenen kapitalizasyon oranının daha da düşeceğini düşünmektedirler. Sürpriz bir sonuç ise, Batı Avrupa’daki beklenen getiri (kapitalizasyon) oranının en düşük seviyede çıkmış olmasıdır, Paris’teki oran %6,1,Londra’daki oran ise %6,3 seviyesindedir.

Araştırma, yatırımcıların otel performansları konusunda kısa ve orta vadede olumlu bakmaya devam ettiklerini ortaya koymuştur; ancak bir önceki araştırmaya kıyasla özellikle orta vadede daha temkinli bir yaklaşım söz konusudur. Araştırmadaki 37 şehir içinden, %51’nin (19) 6 aylık kısa vadede performans açısından büyüme göstermesi beklenmektedir. Orta vadede performans büyümesi 6 ay önce yapılan araştırmada 31 şehirde beklenirken, bu sayı yeni araştırmada 24’e gerilemiştir.” açıklamasında bulundu.

Jones Lang LaSalle Hotels Avrupa Kıtası CEO’su Christoph Härle 
ise yaptığı açıklamada “Her ne kadar yatırımcılar otel performansları konusunda genel olarak olumlu beklentilere sahip olsa da, Güney Avrupa’daki kurumsal ve resort pazarlarındaki zorluklardan ötürü, kısa vadede bu bölgelerle ilgili performans beklentilerinin düştüğünü gözlenmiştir. Örneğin, Madrid, Lizbon ve Milano gibi pazarlarda oda başı gelirler düşmeye başlamıştır. Ancak, olumlu gelişmelere bakıldığında, İskandinav pazarı mevcut pazardaki başarısı ve bir tatil destinasyonu olarak büyümeye başlaması sebebiyle, yatırımcıların kısa vadede güvendikleri bir pazar konumuna gelmiştir. Performans açısından en olumlu öngörü, Alman otel pazarının en iyi sonuçlarına sahip Münih için olmuştur.”  dedi.

kaynak:tourismtoday

Turizm işletmeleri "tehlikeli işyeri" başvurusu yapacak





İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamındaki İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliği Resmi Gazete’de yayınlandı. 1 Ocak 2013'ten itibaren gece kulüpleri ve barlar, 30 Haziran 2014 tarihinden sonra da oteller, 50 kişiden az çalışanları varsa "tehlikeli işyeri" sınıfına geçmek için başvuru yapacak.



Söz konusu tebliğe göre, 50’den az çalışanı olan bar, meyhane ve birahanelerde, içecek sunum faaliyetleri (alkollü-alkolsüz) ile gazino, gece kulübü, taverna, diskotek, kokteyl salonları, vb. yerlerde içecek sunum faaliyetleri (alkollü-alkolsüz) işlerini iştigal eden işyerleri ‘tehlikeli’ işyeri sınıfına alındı.


1 Ocak 2013 tarihinden itibaren geçerli olacak değişiklik, 30 Haziran 2014'ten itibaren de oteller için geçerli olacak. 


Ayrıca, "tehlikeli işyeri" sınıfına alınan işletmeler, işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanını tesislerinde istihdam etmek zorunda olacak.





KAYNAK:turizmnews

PTYB NASIL KURULDU NASIL BÜYÜDÜ



PTYB NASIL KURULDU NASIL BÜYÜDÜ 2005 yılında turizme gönül vermiş 6 kişi küçük bir kafede bir araya geldiğimizde, sorunlarımızın, dilimizin, dertlerimizin, çözümlerimizin aynı olduğunu fark ettik; dahası gelecekle ilgili endişelerimizin ortaklığını gördük.

Öyle ki aynı sosyal çatıyı paylaşan, neredeyse aynı özel hayatları yaşayan bu insanların bireysellikleriyle sorunların üstesinden gelebilme gücünün, birlikte olmakla doğacak güçden çok daha küçük olduğunu fark ettik. Üstelik hepimiz de turizmde genel müdürlük yapmış yapagelmiş insanlardık…
O günlerde hedefimiz bizim dertlerimizi beraber yaşamış insanlarla, meslektaşlarlarımızla biraraya gelebilmek ve sektörel sıkıntılarımızı istişare ile çözüme ulaştırmaktı.O zamanlardan hatırladığım ise ‘’şöyle yirmi kişi olsak da , sesimiz daha gür çıksa’’ temennimdi. Kendimizi ifade ettikçe çoğaldık, bildiklerimizi insanlarla paylaştıkça büyüdük yüz olduk, ikiyüz olduk derken daha sık ve aktif iletişim kanalları aramaya başladık, sosyal platformları google gruplarını kullandık, sms faturalarımız arttı ve nihayetinde facebook’u keşfettik..
Bu keşif bizim kendimizi anlatmamızı ve birbirimizi dinlememizi sağladı. 2006 yılının başlarında üye sayımız akılalmaz bir hale gelmişti beşyüz kişi olmuştuk. İyi birşeyler yapmaya başlamıştık ki bizimle aynı isimde gruplar kurulmaya başladı. O zaman bana sorulduğunda ‘’sektörümüzün sorunları çok ; sorunlara duvar örerken kimi bir tuğla koyar kimi elli tuğla, hepsi faydalıdır’’ demiştim ki hala aynı görüşteyim (birkaç küçük farkla)…
İlerleyen zamanlarda şu açıklamayı yapma ihtiyacı doğmuştu ‘’bizim hiç bir grup zümre inanış ve siyasi duruşla ilgimiz yoktur. Bireysel olarak farklı görüşlerimiz olsa da birlikte aynı hedefe aynı heyecanlı adımları atan insanlarız, bizi siyasallaştırmak, bir tarafa yamamak amacımızdan sapmamızı sağlar ki bunu istemeyiz ; aksi halde bir siyasi partide faal olur turizm konuşulacaksa orda konuşurduk, ama biz politikacı değil turizmciyiz bizi aydınlatan tek ışık Mustafa Kemal Atatürk ışığıdır’’ demiştim. Bu gördüğümüz aksaklıklarla ilgili gerekli uyarıları yapmayacağımız anlamına asla gelmezdi, ne hükümete muhalefet yapıp sesimizi bağırır hale getiririz, ne de alkışlamaktan ellerimizi eskitir hale getiririz.
Biz söylenecek olan şeyleri kimseden çekinmeden söylemek istedik ve söyledik. Perspektif olarak da Ankara ve Antalya’dan bakarak sektörü anlamanın mümkün olmadığını İzmir’den Bursa’dan Kayseri’den Mardin’den Balıkesir’den de sektöre bakmamız gerektiğini vurgulayarak yeni bir bakış açısı getirdik.
Çoğalmıştık, büyümüştük ve sektörde birşeylere adım atmak istemiştik, o dönemde sektörel eğitimle ilgili çalışmalar yaptık… Ulvi amaçlarla kurulmuş birliğimiz en büyük kan kaybını o dönemde yaşadı. Kendi menfaatlerini ön plana almak isteyenler çıktı aramızdan ve sancılı bir süreç vukuu buldu. Dedikodular aslı astarı olmayan ithamlar, çok sıkıldık ve bir karar alarak çalışmalarımıza ara verdik.
Üç ay süren aranın ardından bin kişi olmuş grup sayımızla demokratik bir seçim önerdim ve seçim sonuçlarında kuruculuğunu yaptığım birliğe tekrar başkan seçildim. Sütten yanan dilimizin acısını yoğurdu üfleyerek dindirdik. Bu dönemin ardından hızla büyümeye devam ettik binlere ulaştık beşbinlere ulaştık, her yeni katılım yeni bir güç kattı bize; ben ve tüm arkadaşlarım bize ulaşan tüm sıkıntıları çözme yönünde gayret sarfettik, bildiklerimizi üyelere bize katılan gönüldaşlarımıza anlattık, çözdüklerimiz oldu çözemediklerimiz oldu.
Çözemediklerimize beraber üzüldük, bu bile ‘’Yalnız olmadığımızın’’ göstergesiydi. “Birlikten doğan güç”; sloganımız o dönemin ürünü olmuştu bir gönüldaşımızın bize hediyesiydi. Onu misyonumuz yaptık “birlikten doğan güç’’ sözünü hak etmeye çalıştık, çalışıyoruz….Bize dernek olmamız konusunda talepler geldi, dernek olup çalışmalar yapabilme taleplerini ciddi ciddi araştırdık. Ama hedeflerimiz daha büyüktü… Birlik olmak birlik yapısını elde etmek daha geniş kitleleri kucaklamak daha bağımsız olabilmemizi sağlayacaktı. Bu nedenle gönüllü birlik olmayı seçtik.
Profesyonel Turizm Yöneticileri olarak geçen ismimizin ardına birliği ilavesini yaptık. O günden beri PTYB kurumsal kimliğine ulaştı. Sektörümüzde faaliyet gösteren irili ufaklı birlikler de bize katıldı halkla ilişkilerciler geldi yiyecek içecekçiler, ön bürocular derken acentacılar, işletme sahipleri, yöneticileri derken şimdi neredeyse onbeşbin kişiyi kucaklar hale geldik. Yirmi kişiyi bir araya toplama hedefimizen bu günki büyüklüğümüze ulaştık.İlk adımımı attığım o günden bu yana hedeflediğim herşeye ulaştım. Şimdi daha büyük bir hedefimiz var ve bu büyük hedefe büyük bir aile olarak koşacağız.
PTYB’ye katlı veren herkese minnet sevgi saygı ve büyük bir sadakat duyuyorum. Bizler; yönetimde bulunan tüm arkadaşlarımın üstadlarımında benimle aynı düşüncede olduğunu gayet iyi biliyorum. Önümüzde Edirne çalıştayımız var Kasım ayının 6’sın da başlayacak. Gerek yerel yönetimler , gerek Valiliğimizin gerekse Bakanlık düzeyinde almış olduğumuz destek bize duyulan itimat doğru yolda olduğumuzun büyük bir göstergesidir. Katılımlarınızla ne kadar büyük bir aile olduğumuzu gösterelim.
Sektörümzün Türkiye’nin en dinamik ekonomik gerçeği olduğunu kamuoyuna duyuralım ve hak ettiğimiz degeri bizlere ve turizme kazandıralım.Hepinizi saygı sevgi ve muhabbetle kucaklıyorum.
PTYB NASIL KURULDU NASIL BÜYÜDÜ2005 yılında turizme gönül vermiş 6 kişi küçük bir kafede bir araya geldiğimizde, sorunlarımızın, dilimizin, dertlerimizin, çözümlerimizin aynı olduğunu fark ettik; dahası gelecekle ilgili endişelerimizin ortaklığını gördük.

Öyle ki aynı sosyal çatıyı paylaşan, neredeyse aynı özel hayatları yaşayan bu insanların bireysellikleriyle sorunların üstesinden gelebilme gücünün, birlikte olmakla doğacak güçden çok daha küçük olduğunu fark ettik. Üstelik hepimiz de turizmde genel müdürlük yapmış yapagelmiş insanlardık…
O günlerde hedefimiz bizim dertlerimizi beraber yaşamış insanlarla, meslektaşlarlarımızla biraraya gelebilmek ve sektörel sıkıntılarımızı istişare ile çözüme ulaştırmaktı.O zamanlardan hatırladığım ise ‘’şöyle yirmi kişi olsak da , sesimiz daha gür çıksa’’ temennimdi. Kendimizi ifade ettikçe çoğaldık, bildiklerimizi insanlarla paylaştıkça büyüdük yüz olduk, ikiyüz olduk derken daha sık ve aktif iletişim kanalları aramaya başladık, sosyal platformları google gruplarını kullandık, sms faturalarımız arttı ve nihayetinde facebook’u keşfettik..
Bu keşif bizim kendimizi anlatmamızı ve birbirimizi dinlememizi sağladı. 2006 yılının başlarında üye sayımız akılalmaz bir hale gelmişti beşyüz kişi olmuştuk. İyi birşeyler yapmaya başlamıştık ki bizimle aynı isimde gruplar kurulmaya başladı. O zaman bana sorulduğunda ‘’sektörümüzün sorunları çok ; sorunlara duvar örerken kimi bir tuğla koyar kimi elli tuğla, hepsi faydalıdır’’ demiştim ki hala aynı görüşteyim (birkaç küçük farkla)…
İlerleyen zamanlarda şu açıklamayı yapma ihtiyacı doğmuştu ‘’bizim hiç bir grup zümre inanış ve siyasi duruşla ilgimiz yoktur. Bireysel olarak farklı görüşlerimiz olsa da birlikte aynı hedefe aynı heyecanlı adımları atan insanlarız, bizi siyasallaştırmak, bir tarafa yamamak amacımızdan sapmamızı sağlar ki bunu istemeyiz ; aksi halde bir siyasi partide faal olur turizm konuşulacaksa orda konuşurduk, ama biz politikacı değil turizmciyiz bizi aydınlatan tek ışık Mustafa Kemal Atatürk ışığıdır’’ demiştim. Bu gördüğümüz aksaklıklarla ilgili gerekli uyarıları yapmayacağımız anlamına asla gelmezdi, ne hükümete muhalefet yapıp sesimizi bağırır hale getiririz, ne de alkışlamaktan ellerimizi eskitir hale getiririz.
Biz söylenecek olan şeyleri kimseden çekinmeden söylemek istedik ve söyledik. Perspektif olarak da Ankara ve Antalya’dan bakarak sektörü anlamanın mümkün olmadığını İzmir’den Bursa’dan Kayseri’den Mardin’den Balıkesir’den de sektöre bakmamız gerektiğini vurgulayarak yeni bir bakış açısı getirdik.
Çoğalmıştık, büyümüştük ve sektörde birşeylere adım atmak istemiştik, o dönemde sektörel eğitimle ilgili çalışmalar yaptık… Ulvi amaçlarla kurulmuş birliğimiz en büyük kan kaybını o dönemde yaşadı. Kendi menfaatlerini ön plana almak isteyenler çıktı aramızdan ve sancılı bir süreç vukuu buldu. Dedikodular aslı astarı olmayan ithamlar, çok sıkıldık ve bir karar alarak çalışmalarımıza ara verdik.
Üç ay süren aranın ardından bin kişi olmuş grup sayımızla demokratik bir seçim önerdim ve seçim sonuçlarında kuruculuğunu yaptığım birliğe tekrar başkan seçildim. Sütten yanan dilimizin acısını yoğurdu üfleyerek dindirdik. Bu dönemin ardından hızla büyümeye devam ettik binlere ulaştık beşbinlere ulaştık, her yeni katılım yeni bir güç kattı bize; ben ve tüm arkadaşlarım bize ulaşan tüm sıkıntıları çözme yönünde gayret sarfettik, bildiklerimizi üyelere bize katılan gönüldaşlarımıza anlattık, çözdüklerimiz oldu çözemediklerimiz oldu.
Çözemediklerimize beraber üzüldük, bu bile ‘’Yalnız olmadığımızın’’ göstergesiydi. “Birlikten doğan güç”; sloganımız o dönemin ürünü olmuştu bir gönüldaşımızın bize hediyesiydi. Onu misyonumuz yaptık “birlikten doğan güç’’ sözünü hak etmeye çalıştık, çalışıyoruz….Bize dernek olmamız konusunda talepler geldi, dernek olup çalışmalar yapabilme taleplerini ciddi ciddi araştırdık. Ama hedeflerimiz daha büyüktü… Birlik olmak birlik yapısını elde etmek daha geniş kitleleri kucaklamak daha bağımsız olabilmemizi sağlayacaktı. Bu nedenle gönüllü birlik olmayı seçtik.


Profesyonel Turizm Yöneticileri olarak geçen ismimizin ardına birliği ilavesini yaptık. O günden beri PTYB kurumsal kimliğine ulaştı. Sektörümüzde faaliyet gösteren irili ufaklı birlikler de bize katıldı halkla ilişkilerciler geldi yiyecek içecekçiler, ön bürocular derken acentacılar, işletme sahipleri, yöneticileri derken şimdi neredeyse onbeşbin kişiyi kucaklar hale geldik. Yirmi kişiyi bir araya toplama hedefimizen bu günki büyüklüğümüze ulaştık.İlk adımımı attığım o günden bu yana hedeflediğim herşeye ulaştım. Şimdi daha büyük bir hedefimiz var ve bu büyük hedefe büyük bir aile olarak koşacağız.
PTYB’ye katlı veren herkese minnet sevgi saygı ve büyük bir sadakat duyuyorum. Bizler; yönetimde bulunan tüm arkadaşlarımın üstadlarımında benimle aynı düşüncede olduğunu gayet iyi biliyorum. Önümüzde Edirne çalıştayımız var Kasım ayının 6’sın da başlayacak. Gerek yerel yönetimler , gerek Valiliğimizin gerekse Bakanlık düzeyinde almış olduğumuz destek bize duyulan itimat doğru yolda olduğumuzun büyük bir göstergesidir. Katılımlarınızla ne kadar büyük bir aile olduğumuzu gösterelim.
Sektörümzün Türkiye’nin en dinamik ekonomik gerçeği olduğunu kamuoyuna duyuralım ve hak ettiğimiz degeri bizlere ve turizme kazandıralım.Hepinizi saygı sevgi ve muhabbetle kucaklıyorum.