30 Aralık 2012 Pazar

PTYB NASIL KURULDU NASIL BÜYÜDÜ



PTYB NASIL KURULDU NASIL BÜYÜDÜ 2005 yılında turizme gönül vermiş 6 kişi küçük bir kafede bir araya geldiğimizde, sorunlarımızın, dilimizin, dertlerimizin, çözümlerimizin aynı olduğunu fark ettik; dahası gelecekle ilgili endişelerimizin ortaklığını gördük.

Öyle ki aynı sosyal çatıyı paylaşan, neredeyse aynı özel hayatları yaşayan bu insanların bireysellikleriyle sorunların üstesinden gelebilme gücünün, birlikte olmakla doğacak güçden çok daha küçük olduğunu fark ettik. Üstelik hepimiz de turizmde genel müdürlük yapmış yapagelmiş insanlardık…
O günlerde hedefimiz bizim dertlerimizi beraber yaşamış insanlarla, meslektaşlarlarımızla biraraya gelebilmek ve sektörel sıkıntılarımızı istişare ile çözüme ulaştırmaktı.O zamanlardan hatırladığım ise ‘’şöyle yirmi kişi olsak da , sesimiz daha gür çıksa’’ temennimdi. Kendimizi ifade ettikçe çoğaldık, bildiklerimizi insanlarla paylaştıkça büyüdük yüz olduk, ikiyüz olduk derken daha sık ve aktif iletişim kanalları aramaya başladık, sosyal platformları google gruplarını kullandık, sms faturalarımız arttı ve nihayetinde facebook’u keşfettik..
Bu keşif bizim kendimizi anlatmamızı ve birbirimizi dinlememizi sağladı. 2006 yılının başlarında üye sayımız akılalmaz bir hale gelmişti beşyüz kişi olmuştuk. İyi birşeyler yapmaya başlamıştık ki bizimle aynı isimde gruplar kurulmaya başladı. O zaman bana sorulduğunda ‘’sektörümüzün sorunları çok ; sorunlara duvar örerken kimi bir tuğla koyar kimi elli tuğla, hepsi faydalıdır’’ demiştim ki hala aynı görüşteyim (birkaç küçük farkla)…
İlerleyen zamanlarda şu açıklamayı yapma ihtiyacı doğmuştu ‘’bizim hiç bir grup zümre inanış ve siyasi duruşla ilgimiz yoktur. Bireysel olarak farklı görüşlerimiz olsa da birlikte aynı hedefe aynı heyecanlı adımları atan insanlarız, bizi siyasallaştırmak, bir tarafa yamamak amacımızdan sapmamızı sağlar ki bunu istemeyiz ; aksi halde bir siyasi partide faal olur turizm konuşulacaksa orda konuşurduk, ama biz politikacı değil turizmciyiz bizi aydınlatan tek ışık Mustafa Kemal Atatürk ışığıdır’’ demiştim. Bu gördüğümüz aksaklıklarla ilgili gerekli uyarıları yapmayacağımız anlamına asla gelmezdi, ne hükümete muhalefet yapıp sesimizi bağırır hale getiririz, ne de alkışlamaktan ellerimizi eskitir hale getiririz.
Biz söylenecek olan şeyleri kimseden çekinmeden söylemek istedik ve söyledik. Perspektif olarak da Ankara ve Antalya’dan bakarak sektörü anlamanın mümkün olmadığını İzmir’den Bursa’dan Kayseri’den Mardin’den Balıkesir’den de sektöre bakmamız gerektiğini vurgulayarak yeni bir bakış açısı getirdik.
Çoğalmıştık, büyümüştük ve sektörde birşeylere adım atmak istemiştik, o dönemde sektörel eğitimle ilgili çalışmalar yaptık… Ulvi amaçlarla kurulmuş birliğimiz en büyük kan kaybını o dönemde yaşadı. Kendi menfaatlerini ön plana almak isteyenler çıktı aramızdan ve sancılı bir süreç vukuu buldu. Dedikodular aslı astarı olmayan ithamlar, çok sıkıldık ve bir karar alarak çalışmalarımıza ara verdik.
Üç ay süren aranın ardından bin kişi olmuş grup sayımızla demokratik bir seçim önerdim ve seçim sonuçlarında kuruculuğunu yaptığım birliğe tekrar başkan seçildim. Sütten yanan dilimizin acısını yoğurdu üfleyerek dindirdik. Bu dönemin ardından hızla büyümeye devam ettik binlere ulaştık beşbinlere ulaştık, her yeni katılım yeni bir güç kattı bize; ben ve tüm arkadaşlarım bize ulaşan tüm sıkıntıları çözme yönünde gayret sarfettik, bildiklerimizi üyelere bize katılan gönüldaşlarımıza anlattık, çözdüklerimiz oldu çözemediklerimiz oldu.
Çözemediklerimize beraber üzüldük, bu bile ‘’Yalnız olmadığımızın’’ göstergesiydi. “Birlikten doğan güç”; sloganımız o dönemin ürünü olmuştu bir gönüldaşımızın bize hediyesiydi. Onu misyonumuz yaptık “birlikten doğan güç’’ sözünü hak etmeye çalıştık, çalışıyoruz….Bize dernek olmamız konusunda talepler geldi, dernek olup çalışmalar yapabilme taleplerini ciddi ciddi araştırdık. Ama hedeflerimiz daha büyüktü… Birlik olmak birlik yapısını elde etmek daha geniş kitleleri kucaklamak daha bağımsız olabilmemizi sağlayacaktı. Bu nedenle gönüllü birlik olmayı seçtik.
Profesyonel Turizm Yöneticileri olarak geçen ismimizin ardına birliği ilavesini yaptık. O günden beri PTYB kurumsal kimliğine ulaştı. Sektörümüzde faaliyet gösteren irili ufaklı birlikler de bize katıldı halkla ilişkilerciler geldi yiyecek içecekçiler, ön bürocular derken acentacılar, işletme sahipleri, yöneticileri derken şimdi neredeyse onbeşbin kişiyi kucaklar hale geldik. Yirmi kişiyi bir araya toplama hedefimizen bu günki büyüklüğümüze ulaştık.İlk adımımı attığım o günden bu yana hedeflediğim herşeye ulaştım. Şimdi daha büyük bir hedefimiz var ve bu büyük hedefe büyük bir aile olarak koşacağız.
PTYB’ye katlı veren herkese minnet sevgi saygı ve büyük bir sadakat duyuyorum. Bizler; yönetimde bulunan tüm arkadaşlarımın üstadlarımında benimle aynı düşüncede olduğunu gayet iyi biliyorum. Önümüzde Edirne çalıştayımız var Kasım ayının 6’sın da başlayacak. Gerek yerel yönetimler , gerek Valiliğimizin gerekse Bakanlık düzeyinde almış olduğumuz destek bize duyulan itimat doğru yolda olduğumuzun büyük bir göstergesidir. Katılımlarınızla ne kadar büyük bir aile olduğumuzu gösterelim.
Sektörümzün Türkiye’nin en dinamik ekonomik gerçeği olduğunu kamuoyuna duyuralım ve hak ettiğimiz degeri bizlere ve turizme kazandıralım.Hepinizi saygı sevgi ve muhabbetle kucaklıyorum.
PTYB NASIL KURULDU NASIL BÜYÜDÜ2005 yılında turizme gönül vermiş 6 kişi küçük bir kafede bir araya geldiğimizde, sorunlarımızın, dilimizin, dertlerimizin, çözümlerimizin aynı olduğunu fark ettik; dahası gelecekle ilgili endişelerimizin ortaklığını gördük.

Öyle ki aynı sosyal çatıyı paylaşan, neredeyse aynı özel hayatları yaşayan bu insanların bireysellikleriyle sorunların üstesinden gelebilme gücünün, birlikte olmakla doğacak güçden çok daha küçük olduğunu fark ettik. Üstelik hepimiz de turizmde genel müdürlük yapmış yapagelmiş insanlardık…
O günlerde hedefimiz bizim dertlerimizi beraber yaşamış insanlarla, meslektaşlarlarımızla biraraya gelebilmek ve sektörel sıkıntılarımızı istişare ile çözüme ulaştırmaktı.O zamanlardan hatırladığım ise ‘’şöyle yirmi kişi olsak da , sesimiz daha gür çıksa’’ temennimdi. Kendimizi ifade ettikçe çoğaldık, bildiklerimizi insanlarla paylaştıkça büyüdük yüz olduk, ikiyüz olduk derken daha sık ve aktif iletişim kanalları aramaya başladık, sosyal platformları google gruplarını kullandık, sms faturalarımız arttı ve nihayetinde facebook’u keşfettik..
Bu keşif bizim kendimizi anlatmamızı ve birbirimizi dinlememizi sağladı. 2006 yılının başlarında üye sayımız akılalmaz bir hale gelmişti beşyüz kişi olmuştuk. İyi birşeyler yapmaya başlamıştık ki bizimle aynı isimde gruplar kurulmaya başladı. O zaman bana sorulduğunda ‘’sektörümüzün sorunları çok ; sorunlara duvar örerken kimi bir tuğla koyar kimi elli tuğla, hepsi faydalıdır’’ demiştim ki hala aynı görüşteyim (birkaç küçük farkla)…
İlerleyen zamanlarda şu açıklamayı yapma ihtiyacı doğmuştu ‘’bizim hiç bir grup zümre inanış ve siyasi duruşla ilgimiz yoktur. Bireysel olarak farklı görüşlerimiz olsa da birlikte aynı hedefe aynı heyecanlı adımları atan insanlarız, bizi siyasallaştırmak, bir tarafa yamamak amacımızdan sapmamızı sağlar ki bunu istemeyiz ; aksi halde bir siyasi partide faal olur turizm konuşulacaksa orda konuşurduk, ama biz politikacı değil turizmciyiz bizi aydınlatan tek ışık Mustafa Kemal Atatürk ışığıdır’’ demiştim. Bu gördüğümüz aksaklıklarla ilgili gerekli uyarıları yapmayacağımız anlamına asla gelmezdi, ne hükümete muhalefet yapıp sesimizi bağırır hale getiririz, ne de alkışlamaktan ellerimizi eskitir hale getiririz.
Biz söylenecek olan şeyleri kimseden çekinmeden söylemek istedik ve söyledik. Perspektif olarak da Ankara ve Antalya’dan bakarak sektörü anlamanın mümkün olmadığını İzmir’den Bursa’dan Kayseri’den Mardin’den Balıkesir’den de sektöre bakmamız gerektiğini vurgulayarak yeni bir bakış açısı getirdik.
Çoğalmıştık, büyümüştük ve sektörde birşeylere adım atmak istemiştik, o dönemde sektörel eğitimle ilgili çalışmalar yaptık… Ulvi amaçlarla kurulmuş birliğimiz en büyük kan kaybını o dönemde yaşadı. Kendi menfaatlerini ön plana almak isteyenler çıktı aramızdan ve sancılı bir süreç vukuu buldu. Dedikodular aslı astarı olmayan ithamlar, çok sıkıldık ve bir karar alarak çalışmalarımıza ara verdik.
Üç ay süren aranın ardından bin kişi olmuş grup sayımızla demokratik bir seçim önerdim ve seçim sonuçlarında kuruculuğunu yaptığım birliğe tekrar başkan seçildim. Sütten yanan dilimizin acısını yoğurdu üfleyerek dindirdik. Bu dönemin ardından hızla büyümeye devam ettik binlere ulaştık beşbinlere ulaştık, her yeni katılım yeni bir güç kattı bize; ben ve tüm arkadaşlarım bize ulaşan tüm sıkıntıları çözme yönünde gayret sarfettik, bildiklerimizi üyelere bize katılan gönüldaşlarımıza anlattık, çözdüklerimiz oldu çözemediklerimiz oldu.
Çözemediklerimize beraber üzüldük, bu bile ‘’Yalnız olmadığımızın’’ göstergesiydi. “Birlikten doğan güç”; sloganımız o dönemin ürünü olmuştu bir gönüldaşımızın bize hediyesiydi. Onu misyonumuz yaptık “birlikten doğan güç’’ sözünü hak etmeye çalıştık, çalışıyoruz….Bize dernek olmamız konusunda talepler geldi, dernek olup çalışmalar yapabilme taleplerini ciddi ciddi araştırdık. Ama hedeflerimiz daha büyüktü… Birlik olmak birlik yapısını elde etmek daha geniş kitleleri kucaklamak daha bağımsız olabilmemizi sağlayacaktı. Bu nedenle gönüllü birlik olmayı seçtik.


Profesyonel Turizm Yöneticileri olarak geçen ismimizin ardına birliği ilavesini yaptık. O günden beri PTYB kurumsal kimliğine ulaştı. Sektörümüzde faaliyet gösteren irili ufaklı birlikler de bize katıldı halkla ilişkilerciler geldi yiyecek içecekçiler, ön bürocular derken acentacılar, işletme sahipleri, yöneticileri derken şimdi neredeyse onbeşbin kişiyi kucaklar hale geldik. Yirmi kişiyi bir araya toplama hedefimizen bu günki büyüklüğümüze ulaştık.İlk adımımı attığım o günden bu yana hedeflediğim herşeye ulaştım. Şimdi daha büyük bir hedefimiz var ve bu büyük hedefe büyük bir aile olarak koşacağız.
PTYB’ye katlı veren herkese minnet sevgi saygı ve büyük bir sadakat duyuyorum. Bizler; yönetimde bulunan tüm arkadaşlarımın üstadlarımında benimle aynı düşüncede olduğunu gayet iyi biliyorum. Önümüzde Edirne çalıştayımız var Kasım ayının 6’sın da başlayacak. Gerek yerel yönetimler , gerek Valiliğimizin gerekse Bakanlık düzeyinde almış olduğumuz destek bize duyulan itimat doğru yolda olduğumuzun büyük bir göstergesidir. Katılımlarınızla ne kadar büyük bir aile olduğumuzu gösterelim.
Sektörümzün Türkiye’nin en dinamik ekonomik gerçeği olduğunu kamuoyuna duyuralım ve hak ettiğimiz degeri bizlere ve turizme kazandıralım.Hepinizi saygı sevgi ve muhabbetle kucaklıyorum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.